Yapılan bu sinsi politikalar Müslümanların dini ilimlere karşı yavaş yavaş soğumasını beraberinde getirdi. 18. yüzyıldan sonra özellikle batının bilim anlayışı hâkim olmaya başladı İslam topraklarında. Bilimde, batı ideal olarak görüldü...
Tüm şer güçler üzerimize geliyor olabilir. Ahlaki ve dini yönden çöküntü zirvede, emperyalizm ve kapitalizm baş döndürüyor, zina kol geziyor, bankalar her köşe başında, ümmetin özü olan kadınlar sokaklarda olabilir...
İmtihanın boyutu, imtihana maruz kalanların kapasitesi kadardır, Doğu Türkistan’da bu kanunun uygulama sahalarından biri. Mü’min olmak; ilk nesil gibi dik durmayı, son kazananın kendisi olduğunu bilmeyi gerektirirdi. Nitekim dik durdular, duruyorlar da.
Her zaman beden hastalanmaz; bazen hatta çoğu zaman ruh hastalanır. Hatta çoğu zaman da ruh hastalandığı […]
İffetin yok sayıldığı, hayâ damarının çatladığı toplumun içinde Allah’ın fidanı olarak yeşermek ve etraftan gelen sert rüzgârlara rağmen başak misali hiç yıkılmadan toplanacağımız günü beklemek! Mü’minin işi, Rabbi’nin onu çağırdığı güne kadar ona verilen görevi en güzel şekilde yerine getirmesidir.