SORU: Selâmunaleyküm hocam. Allah-û Teâlâ sizden razı olsun. Gerçekten bize verdiğiniz cevaplar bizi mutmain ediyor. O kadar işlerinizin arasında bir de bizimle uğraşmanın zorlukları inşaAllah cennetinize vesile olur.
Hocam, yıllarca güzel hayaller kurarak evlendik. Ama şimdi gerçekleri yaşıyoruz. Birbirimizden uzak kalıyoruz. Kendimizi bile Allah-û Teâlâ’nın razı olacağı bir kul haline getiremedik ki eşlerimizi, çevremizi, çocuklarımızı getirelim. Her biri bir duvar kesilip nasihatlere kulaklarını tıkıyorlar. Bizim için elbette ki Ümmet’in geleceği önemli. Bugünlerimize bakıp da ümitsiz olmak da bize yakışmaz. Peki, biz nasıl yapacağız? Eşlerimize İslâm’ı nasıl sevdireceğiz? Ellerine telefon yerine kitapları nasıl vereceğiz? Televizyonların yerine ibadetleri nasıl koyacağız? Bu arada sizlerden de bol bol duâ bekleyeceğiz. Selâm ve duâ ile. Vesselâm.
CEVAP: Ve aleykümselam ve rahmetullah
Şöyle olacak güzel kardeşim:
1) Bu iş için yıllarını değil ömrünü vereceksin ve sonuç için ahireti bekleyeceksin. Şu kadar yıl uğraşmak yetmez. Bir ömürdür bu işin çalışma dilimi.
2) Önce sen. Önce sen. Önce sen. Sonra eşin. Daha sonra çocukların. Sen, sen olacaksın ki bereketin ile sonuç gelsin. Şeytan seni eşin ve çocuklarınla oyalarken seni sana eritmesin.
3) İki kulak, iki göz çoktur. Bir kulağın, bir gözün olsun. Bir dilin olduğu gibi.
4) Sabrettiğin kadar başarılısın. Allah-û Teâlâ için sabredebilenler, Allah-û Teâlâ için bir iş yaptığını söyleyebilirler.
5) İbadetle rahatlamadıkça çıldırmaktan başka çare bulamazsın. Sinirlendikçe bir sayfa Kur’ân okuduğun gün huzur bulursun. Yorulunca, bıkınca iki rekât namaz kıldığın zaman dertler sana ağır gelmez.
6) İmân ettiğin peygamberlere bak; hangisi dört başı mamur bir aile sahibi oldu da sen olacaksın?
7) Unutmak yok; burası cennet değildir. Cennete gidilebilecek yerdir buralar. Anlaşıldı mı?
Selâmunaleyküm.
Comments are closed