SORU: Hocam, geçenlerde hepimiz çocuktuk adlı sohbetinizi dinledim. Orada çocuğun eğitiminin anne karnında başlaması gerektiğini söylediniz. Fakat biz bunun için geç kaldık, şu an 2 çocuğumuz zaten hayatta, biri 7 yaşında. Ama herhalde yapacak şeyler hala vardır. Hocam sorum şu: Şu an ilköğretim birinci sınıfa giden bir kızım var. Onu yaz tatilinde kendi bulunduğumuz ilde bir yatılı Kur’an kursuna göndermek istiyorum. Hafta sonları yanıma gelecek. Böyle bir kurs çocuğum için acaba sorun oluşturur mu? Yani yatılı bir kurs o yaştaki bir kız çocuğu için zarar getirebilir mi? Hedefim şu yazın kur’an ve temel bilgileri alması ve okul sezonu başladığında da düzenli bir biçimde hafız olarak yetiştirmek.
CEVAP: Allah Teâlâ’dan sizi, çocuklarınız üzerindeki emellerinize kavuşturmasını, onları müttaki kullar olarak yaşatıp size şefaatçi olmalarını nasip etmesini dilerim.
Yedi yaşında bir çocuğun en iyi öğretmeni annedir. Annenin yerini alabilecek bir kurum ise en azından annelik kuralları olan pedagoji ve benzeri bilimlere vakıf birilerinin himayesinde olmalıdır. Maalesef istisnasız
söyleyebileceğim bir hakikat şudur: Bu mantıkta bir kurumumuz yoktur. Varsa da toplumumuza mal olacak kapsamda değildir. Çocuğunuzu vereceğiniz kurumu bizzat görmediğim için sakıncalı demem doğru olmaz. Ama size yardımcı olabilecek kurallar sıralayabilirim. Allah yardımcınız olsun.
a- Çocuğunuzun yatılı olarak kalacağı yerdeki çocukların yaşları aynı olmalıdır. Bir yaş ileri veya geri olmasında sakınca olmayabilir. Ama yedi ile on yaş arası çocukların beraber eğitim gördüğü bir yer, beraberinde
sakıncalar da getirir.
b- Öğretmenler çocuk eğitimi üzerine eğitim görmüş olmalıdırlar. Sadece Kur’an ve fıkıh bilmeleri kesinlikle yeterli değildir. Bu kuralı üzerine basarak tekrar ediyorum: İyi fıkıh veya Kur’an bilmiş olmak yeterli değildir, çocuk dili denen ilimden de nasipli olmak gerekir.
c- Çocuğunuza karşı el kaldıran yani döven veya dövme anlamlı tehditler yapan biri kesinlikle öğretmen olarak orada bulunmamalıdır. Sadece sizin çocuğunuzun dövülmemesini kastetmiyorum. Sizin çocuğunuzun bulunduğu yerdeki çocukların da dövülmediği, büyük insana yapılacak tehditlerle tehdit edilmeyen çocukların bulunduğu ortamlar olmalıdır.
Öğretim programı, çocuğun yaşı ve kapasitesine göre belirlenmelidir. Aspirin gibi verilen yani herkese aynı düzeyde verilen bir bilgi doğru değildir. Bunun için de on kişilik ideal sınıflarda bulunmalıdır çocuk. Artık, eski
dönemleri yaşamıyoruz. İki yüz çocuğu bağırtarak Kur’an öğretmeye gerek yoktur.
d- Çocuğu ikna etmeden böyle bir yere sakın götürmeyin; sizden veya annesinden soğuduktan sonra kâr edemezsiniz. İkna edemezseniz ve illa götürmek istiyorsanız, denemek için götürdüğünüzü, beğenmezse geri
alacağınızı söyleyin. Beğenmezse de muhakkak alın. Bir dahaki sefere gücünüz kalsın. Çocuğunuzu bir şey anlamıyor zannetmeyin. Hissettiklerini içine gömmüş olması sizin için ciddi bir kayıptır.
e- Yedi yaşında bir çocuğa neler öğretilmesi gerektiğine gelince:
1- ‘Yaratan ve rızık veren Allah’ımız var.’ şuuru.
2- ‘Biz Peygamber’imizin Ümmet’iyiz. Onun izinden gider, başkasını örnek bilmeyiz’ ruhu.
3- ‘Kur’an benim kitabımdır. Allah’ın yardımıyla ben Kur’an’ı okuyacağım, ezberleyeceğim, ona göre yaşayacağım’ idraki.
4- ‘Boşu boşuna yaratılmadım. Rabbime ibadet etmem lazım. İbadetlerim de abdestle başlar, namazla devam eder. Annem babam da benim için kutsaldır’ anlayışı.
5- Kur’an okumaya hazırlık, kısa surelerden ezberler.
6- Dünya, ahiret, Müslüman, kâfir ayrımları.
7- Bol bol oyun, oyuna sindirilmiş mesajlar, içinde camilerin, ulemanın, yaşlıların bulunduğu geziler.
f- Bütün bunları yaparken, eğitimcilerin ve ebeveynin sabırla sabrı çatlatacak düzeyde donanmış olmaları şarttır. Sabretmeyenin, çocuk eğitmenin bir yıllık bir iş olduğunu zannedenin, Allah’tan bekleyeceği hiçbir şey yoktur. Sabredeceksiniz; hiçbir şey öğrenmediğini bilakis şımardığını görseniz bile bir dahaki döneme hazırlanacaksınız. Tabii ki sonunda kazanan olmak istiyorsanız.
g- Abartılı ödüller vermeyin, yoğun ödül vaadinde bulunmayın. Ama sizi mutlu edecek bir sonuç elde ettiğinde sevincinizi gizlemeyin, onu öpün okşayın, annesini tebrik edin, o sizi tebrik etsin. Evde değişik işler yapın. Mesela Fatiha suresini ezberlediği gün, onu evde dinleyin. Mutluluğunuzu ifade edin. Hep beraber bir geziye çıkın. Bu geziye de ‘Oğlumuzun Fatiha suresini ezberleme gezisi’ gibi bir isim koyun. Akrabalarınızda Kur’an’ı dert
edinenler varsa onları da çağırın. Onlar da neşenize katılsın. Çocuğunuz ve onun kardeşi görsün ki bu evde bir Fatiha için neler yapıldı, bir de Bütün Kur’an’ı ezberlesem neler olur acaba? Bunu siz de böyle algılayın elbette. Bir Fatiha için siz, kanatlanacak hâle gelirseniz yani Fatiha’yı takdir edebilirseniz; Allah, size gerisini kolay
eder, yolunuzu açar. Bir Fatiha değil bir besmeleyi bile basit görmeyin. Bir besmelenin açacağı kapıların ucu göklere dayanır onu bilesiniz.
h- Çocuğunuzu soktuğunuz bu yolun muhteşem görüntüsünü anlamayan, size eğri eğri bakan komşularınız ya da akrabalarınızdan uzak durun. Onlarla sılayırahim bağını o anda kesmenizde bir sakınca olmaz. Çünkü onların eğri
bakışları çocuğunuzun üzerinde zehir tesiri yapabilir. Sadece anne babanız böyle bir yanlış yaparsa onlara karşı nezaketinizi bozmayın ama çocuğunuzu onların da zehrinden koruyun.
ı- Bu arada siz ve annesi seccadenin başına geçin. Çünkü sizden önce şeytan, çocuğun başına geçecek ve onu ayartmaya çalışacaktır. Siz ise eliniz kolunuz bağlısınız. Size yardım edebilecek bir tek Rabbiniz vardır. Siz de O’na sığının. Sizi âlim, salih, şehit babası annesi yapması için çok dua edin. Gözyaşı akıtın. Melekler sizin bu hâlinizi görsün.
i- Çocuğunuzu teslim ettiğiniz eğitimcilerle bağınızı sıcak tutun. Direkt veya iletişim araçlarından biri ile bağlantı kurun. Üzerinize düşen görevler olup olmadığını sorun. Verileni yapmaya çalışın. Onlara da dualar edin.
İşiniz asan olsun. Çocuklarınız mü’min, mücahit, Ümmet’ine hizmet eden yiğitler olsun. Dualar edin bize de.
Categories:
Tags:
Comments are closed