Soru: Hocam Selamünaleyküm,

Allah izin verirse evlenmek istiyorum, fakat yaşım gereği (17) ailemin itiraz etmesi veyahut benimle alay etmelerinden çekiniyorum. Hamd olsun birisini buldum, namazında niyazında gözü yerde, Allah affetsin konuştum o da istiyor. Ne yapmam gerekiyor? Üniversite okumak gerek, hem aile geçindirmeli hem de bulunduğum alanda cihad edebilmeliyim vs. Çıkmazdayım desem yerinde herhalde. Allah razı olsun.

Cevap: Sevgili yavrum,

Mü’min delikanlım,

Yarınımın umudu güzel gencim.

Derdini anladım. Taşların bağlandığı ama köpeklerin salındığı bir zamanda ve ortamda yaratıldın sen. Allah yardımcın olsun. Emsallerine baksan onlar bir âlem. Güya büyüklerin olacak insanlara baksan onlar başka bir âlem. Seni kimsenin anlamayacağını söyleyebilirim. Ama sen mü’min bir gençsin. Kimsenin yapmadığını yaparak iman farkını göstereceksin. Sabrederek, ölsen de dininden ve ahlâkından taviz vermeyerek evlenmeye ve eş olmaya layık olduğunu göstereceksin. Mü’min olmanın farkı budur. Bir genç kızın kocası olmayı hak etmek böyle olmalıdır.

Güzel delikanlım,

Yaşın, böyle bir işe girişmen için erken bulunabilir. Dinen erken olmasa da insanlar seni ‘ağzı süt kokuyor’ diye anabilirler. Sen evlenmeyi öne çıkarmadan önce kesinlikle şahsiyetinin olgunlaştığına inandırman gerekir çevrendekileri. Önce bunu yap. Sözlerinle, tavırlarınla, oturuş kalkışınla bunu yap. Ve bir kızı evlenmek için aday olarak bulman gayet çocukça bir şey. Çocuk çocuğu bulmuş olur. Tecrüben neredeyse sıfır denecek bir yaştasın. O da öyle. Evlilik gibi büyük bir şeyi böyle, oyun görür gibi tavırlar içinde olursan ya alay konusu olursun ya da o adayla beraber muhtemel bir harama düşersiniz.

Sakın yapma; uzak dur. Şeytan seni avucunun içinde, kedinin fare ile oynadığı gibi oynayarak helak edebilir.

Baban veya annen yanında olsun. Onların duası olmadan bir adım bile gidemezsin. Onlar seni evlendirmelidirler.

Şeytan da senin vaktin geldiğini sana söyleyip duracaktır. Akıllı olman gerekir. Doğru diyorsun, insanlar senin önüne gerekli gereksiz demeden barikatlar çıkaracaklar. Sen kendine bak; hak edip etmediğine göre kalbin onları yorumlasın. Şu durumda, yani sen on yedi yaşında iken ve hiçbir başarı gösterememişken, başka bir insanı nikâhın altına almaya kalkman bir oyun gibi görülebilir. Seni tanımadığım için ‘oyun oynamak istiyorsun’ diyemiyorum. Belki de kabiliyetin, kimliğin oluşmuştur. Olabilir de. Senin yaşında ordular yöneten insanlar da vardı bu dünyada. Dediğim gibi sana birinin kızını vermelerinin dinen bir engeli yok ama hangi baba olursa olsun, senin kabiliyetini ve başarını görmek isteyecektir. Önce bir şeyler göster çevrene. İbadetlerini yaparak, dilini güzel kullanarak, ebeveynine seviyeli bir çocuk gibi davranarak, kitap okumaktan camiye gitmeye varıncaya kadar güzel işler yaparak, kıyafetini emsallerinin benzeri değil de beyefendi gibi giyerek büyüdüğünü göster.

Tekrar söylüyorum,

Yavrum sakın oynama bu işle. Taptaze yaşında helak olursun. On yedi yaşında şeytan seni yılan deliğine sokar; ömrünün geri kalan kısmını da pişmanlık ağıtları ile yaşatır sana. Aman dikkat et; bu ağabeyinin sözlerini dinle. Sendeki kahreden bir aşk değil, merak etme. Sokaktaki on gençten dokuzunda vardır senin hissettiklerin. Senin mü’min bir genç olduğun nereden anlaşılacak? Böyle bir durumda sabretmeyi beceremezsen demek ki, sana birinin kızı verildiğinde de onu evde yönetirken sabretmeyi beceremeyeceksin. Şöyle, bir sabır örnekliği sergile çevrene. Delikanlıca sabret. İçine göm, yarına hazırlan.

Sana dua ediyorum. Ben dua ediyorum ama benden önce sana melekler bile dua ederler sabredebilirsen.

Allah seni korusun. Elini, dilini, belini muhafaza buyursun.

Selamünaleyküm.

Nureddin YILDIZ

Facebook

Twitter

Instagram

YouTube

Kaynak: Fetva Meclisi

Categories:

Comments are closed