İnsan olmak, merhametli olmayı gerektirir. Merhamet, olmazsa olmazımızdır ve en kıymetli değerlerimizden birisidir. İnsana, hayvana, bitkiye, kâinata, merhametle bakan; insan olmanın sırrına erişecektir. Merhametsiz bir hayatı hayal dahi edemeyiz. Ne kadar da çekilmez olurdu dünya. İbrahim Tenekeci ağabeyimiz , “Merhamet insan olmanın birinci şartıdır. O yoksa hiçbir şey tamam değildir.” demişti ve çok haklıydı. Kalbimizdeki merhameti korudukça biz insanız. Yoksa o kalbin taştan ne farkı olurdu ki?

 

Biz, merhameti en güzel öğretmenimiz Resûlullah aleyhisselamdan öğrendik. Mekke’nin Fethi’ne giderken yolda yavrularıyla yerde yatan, onları emziren köpeği görünce ordunun yolunu değiştiren ve onlara bir zarar gelmesin diye ordu geçene kadar başına nöbetçi diken merhametli Peygamberim benim. Sen, insanlığın görebileceği en güzel örneğisin. Rabbim, Sana benzemeyi ve yolundan yürümeyi bu Ümmet’e de nasip eylesin.

 

Şöyle bir başımızı kaldırıp etrafımıza baksak her yerde merhametin yansımalarına şahit oluruz. Mesela; bir anne, evladı gece defalarca uyansa dahi her defasında onu kucaklayarak karnını doyurup ilgileniyorsa bunun adı merhametten başka nedir? Küçük bir çocuk, soğukta dışarıda duran kediye yemesi için bir şeyler getiriyor, onun için üzülüyor, başını okşuyor; işte bu merhametin ta kendisidir. Bir genç, dünyanın farklı yerlerinde zulüm gören mazlum Müslüman kardeşlerini görüyor, onlar için üzülüp “Bir şeyler yapmalıyım.” diyerek yola çıkıyor. Merhametin en güzel yansımalarına bir örnek de budur.

 

Fıtratımızda bulunan bu güzel değerimizi, merhametimizi korumak, evlatlarımıza öğretmek; hiç şüphesiz en mühim işlerimizdendir. Bir çocuk merhameti öğrenirse; merhametle ve sevgiyle büyürse o, iyi insan olacaktır biiznillah.

 

Belki de insan merhameti idrak edince bitecek huzursuzluk, tahammülsüzlük, stres, kavga, gürültü… Sükûnete erecek insanlık ve çok aradığı o kayıp huzurunu bulacak. Her anne evladını merhamet şuuruyla yetiştirirse önce aile düzelecek, sonra toplum düzelecek ve böylelikle insanlık daha hoşgörüyle ve sevgiyle bakmasını bilecek hayata. Her şey daha güzel olacak inşallah.

 

Ve sözün özü olarak, Rabbimiz çok merhametlidir, bir annenin evladına olan şefkatinden kat kat fazla şefkatlidir kullarına karşı; yeter ki biz O’na dönmesini, samimi bir tevbe ile teslim olmasını bilelim. Rabbim merhameti kalplerimize nakşeylesin, bizlere de merhametiyle muamele etsin.

 

Gökkubbeden yeryüzüne inen yağmur damlaları gibi taşlaşmış kalplere de merhamet yağdır Allah’ım…

 

Merhametle kalasın, vesselam…

 

ElifElif Dergisi – Sizden Gelenler / Meryem Karahan

Categories:

Comments are closed