SORU: Selamünaleyküm hocam.
Ben Kız Kur’an Kursu hocasıyım. Öğrencilerime defalarca derslerinizi dinlettim. Kitaplarınızı okuyorlar. Sizden ve anlattıklarınızdan örnek almaya çalışıyorlar. Son olarak “Kıblegâh Evler” kitabınızı okudular. Şunu çok merak ettiler ve benden sormamı istediler. Hanımlar meraklı olur bilirsiniz. Ben de onlar adına elçilik yapıyorum ama onlar da çok çaba gösteriyorlar. Hocam, anlattığınız gibi bir aile hayatı mümkün mü ve siz bunu başarabildiniz mi? Bunu çooook merak ediyorlar. Hanımınıza muameleleriniz, evlatlarınıza davranışlarınız gerçekten o minvalde mi? Aslında sormak istedikleri şu: böyle bir ev ve yuva kurabilen var mıdır? Varsa onlardan bunu modelleyebilirler mi? Hepimizin cevabını aradığı soru bu. Ben elçiyim, soruyorum. Rabbim 3 çocuğumla bana da bunu tesis edebilmeyi ve örnek olabilmeyi nasip etsin. Allah’a emanet olunuz.
CEVAP: Selamünaleyküm.
Hocahanım, alakanıza ve hüsnü zannınıza teşekkür ederim. Mü’minlerin benim hakkımdaki hüsnü zanları benim, Rabbimin huzurundaki umudumdur. Allah sizden razı olsun.
Size ve oradaki hanım kızlarıma bu kardeşlerine dua etmeleri için ricada bulunuyorum. En hassas saatlerindeki dualarında bu kardeşlerini unutmasınlar. Bu ümmetin en çileli zamanlarından birinde ön saflarda bulunmak kadar zor bir işin altında bulunuyorum, elbette çetin bir işin üstesinden gelmek durumundayım, dua ederseniz belki muvaffak olurum. Bunu peşin bir itiraf olarak kabul edin lütfen.
İkinci olarak da şu hususu bir kanun kadar kesin bilmek zorundasınız. Elçiliğini yaptığınız hanım kızlarım da böyle bilsinler:
Bu ümmetin örneği Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemdir. O örneğin pratiği de aziz ashabıdır. Nureddin veya birileri onların kapsının paspası olabilirlerse kazandı/kazandılar diye bilsinler. Bu ümmetin asırlar sonrasında gelip de, bir medresede Kur’an öğrenen hanım kızlarına örnek olmak Nureddin’ın neyine, kim ona bu hakkı verir, kim ondan bu fantaziyi kabul eder?
Herkes haddini bilmelidir.
Nureddin olsa olsa orada, kendini Kur’an’a adamış ümmetinin genç çiçeklerinin hizmetçisi olur. Gerisi onun hayali bile olamaz.
Bu beyanı, bir itiraf olarak kabul edin. Meleklerin de böyle yazmalarını dilerim Rabbimden. Gözlerimde tüllenen büyük hedef ancak budur. Ötesi değil. Eğer ümmetimin biricik Kur’an talebeleri, onların değerli hocaları, bu kardeşlerini örneklik noktasında görüyorlarsa bu, Nureddin’in öyle bir makamı hak ettiğinden değil, asıl sahiplerinin gözlerden uzak kalmasından dolayıdır. Allah Teâlâ akıbetimizi hayreylesin.
Benim ailemle ilgili özel durumuma gelince size iki cevabım olur. Birincisi, bunun adil bir cevabı benden alınmamalıdır. Bana göre ben iyi olabilirim. Muhatabı kimse bu soru onlara sorulmalıdır ki cevap adil osun.
İkinci olarak da derim ki, ben de o kızlarım gibi bir insanım. Hatam var, doğrum var. İyiliğim var, kötülüğüm var. Sıradan bir insanım. Konuştuklarım ve yazdıklarım ise temennilerim ve biiznillah Rabbimin emrettikleridir. Herkes gibi ben de o anlattıklarımı yaşamaya gayret ediyorum. Aynı vagonun yolcularıyız. Belki benim sorumluluğum onlarınkinden çok daha fazladır da. Bunun için de dualarını istiyorum.
Şunu katiyetle söyleyebilirim: O görmek istedikleri gibi değilim büyük ihtimalle ama öyle olmak için çırpınıyorum, hâlime asla razı değilim. Ölsem dirilsem ve yüz kere daha ölüp dirilsem o sevda ve hasret ile dirilirim zannediyorum. Bilebildiğim ve yapabildiğim bu kadardır.
Kızlarımız bizi dualarında unutmasınlar. Allah’a emanet olunuz.
Selamünaleyküm.
Nureddin Yıldız
Comments are closed