Soru: Selamünaleyküm. Hocam ev işi bitmeyen ve kocasına eş olarak görevlerini yapmayı ihmal eden, kendisine bakmayı ihmal eden, çocuklarına ve bana en ufak bir çıkışımızda çok şiddetli bir şekilde cevap veren bir eşim var. 6 senelik evliliğimiz de hep tartışmalarla geçti. Çok az denecek kadar bir birliktelik yaşıyoruz. Bu durumları 3 ay önce babasına da ilettim, haklılığımı o da biliyor ve kızına uyarılarda bulundu, memleketine gitti. Neler yapmalıyım hocam ve bu ümmete Allah’ın izni ile dinine görev yaparak hizmet eden nesiller yetiştirmek istiyoruz veya mücadelemizin bu şekilde olmasını istiyoruz. İki çocuğum var ve birkaç tane daha olmasını istiyorum. Eşimin bu hali beni düşündürüyor. Şeytanın oyunu mudur, nefsimin vesvesesi mi? Neslimin ve Müslüman olan ailemin genişlemesini istiyorum. Eşim de mutlu olmadığımızdan dolayı üzülüyor fakat umrede iken ve geldikten sonra 1 ay daha namazına devam etti şimdi yine kılmayı bıraktı. Namaz dinimizin direği ise direksiz olan eşimin ayakta durması nasıl olacak? Aklıma beni daha çok tatmin edecek ve bana daha iyi bir eş olacak kişi bulsam mı diye gelmiyor değil.
Cevap: Selamünaleyküm. Kardeşim, dağ gibi bir hakikati aklına koy ve hiç unutma: Evlilik budur, böyle olmayan evlilik neredeyse yok gibidir. Dertlerin sadece türü değişiktir ama evlilik böyledir. Gerçekçi ol ve dertlere takılıp kalma. Şu kısa uyarılara dikkat edersen inşaallah kalbin huzur bulur.
1- Eşinin ibadetlerine yani ibadet dünyasına sadece öğüt verici olarak karış. Kılmadığı namazını Allah’a havale et. Namaz kılmaması ile kadınlığı arasında bir bağlantı kurma. Senin yeteri kadar derdin var, ikincisini isteme.
2- Anlaşılan eşin yirmi beş yaşlarında bir hanım; o yaşlar kadınlar için olgunlaşmanın yeni başlayacağı yaşlardır. Kesinlikle sabredeceksin. Çok sabredeceksin. Evet, çocuk sayısı açısından güven vermeyen bir ortamdasın ama zaman bitmiş değildir.
3- Eşinden öncelikle seni şehvet açısından tatmin etmesini bekle, çocuklarla da ilgilenirse bunu nimet bil. Bu iki şeyi yapıyorsa ‘iyi eşim var’ demelisin.
4- Eşi ile tartışarak, onu babasına şikâyet ederek aile derdini bitiren olmamıştır bu âlemde, desem yalan olmaz. Yine merhametliler kazanmıştır sonunda. Eşini, sabrın ve merhametinle çıldırtmaya bak. Kelimeyi bilerek kullandım: ‘Onu çıldırt merhametinle ve esnekliğinle, çıldırt!’ Kazanan sen olacaksın. Bir de dua etmeyi ihmal etmezsen işte kazanç budur.
5- Sakın, aranızdaki bu sürtüşmeyi çocuklara yansıtmayın. Bir deyim var ya: Ağzından kan akmış da, ‘kızılcık şerbeti içmiştim demiş’ öyle olsun. Çocuklar hiçbir şey bilmesin. Onlara yayılmış sorun düzelmez bir daha.
Bana iki ay sonra, bu programının sonuçlarını tekrar yazabilirsin. Size dualar ediyorum.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed