Âlemlere Rahmet Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ifadesi ile birbirleri için imtihan vesilesi olan kadın ve erkeğin birbirleri ile ilişkilerinin çerçevesi doğru çizilmelidir. Son yüzyılda birçok alanda olduğu gibi bu konuda da fıtrattan sapmaların olduğunu görmekteyiz. Bu nedenledir ki İslam Daveti’ni omuzlayacak gençliğin başlığımıza konu olan husustaki imtihanlardan başarı ile çıkmalarına katkı sağlamak, bu yazımızın ana hedefini oluşturmaktadır.
Son yüzyılın hastalıklı bir ürünü olan flörtle alakalı bir hayli tanımlar yapılmıştır. Bunlardan bir kısmına göre flört: “Evlilikten önce yaşanan arkadaşlık devresi ya da ön sevgi, kız ve erkeğin arkadaşlık kurması, anlaşmalı arkadaşlık, birbirimizi tanıyalım eğer karşılıklı olarak hoşlanırsak sürdürelim hoşlanmazsak ayrılalım, mantığının geçerli olduğu ilişki.” şeklinde tanımları yapılan bir kavramdır. Yapılan tanımlarda ortak olan nokta; karşı cinslerin evlilik öncesinde sözüm ona birbirlerini tanımak için anlaşmalı arkadaşlık kurmasıdır. Kanaatimizce, flörtün yapısı ve öne sürülen nedenleri iyi anlaşılırsa, flörte karşı Müslüman Gencin almasını istediğimiz tavırları daha kolay ortaya koyabiliriz.
Flörtün Psiko-Sosyal Yapısı ve Sorunları
Küçüklükten itibaren gittikçe gelişen bir süreç izleyen karşı cinse ilgi; özellikle ergenliğin son dönemleriyle, gençlik dönemlerinin tamamında farklı bir boyut kazanır. Gençlik döneminde karşı cinse ilginin kazandığı boyutta bedensel yönden haz alma ve duygusal yakınlık hissi oldukça etken bir yapı arz eder. Gerek karşı cinse duyulan ilginin gençlik dönemindeki yapısı, gerekse bu ilginin ilişkiye dönüşmüş hâli olan flörtün yapısı Müslüman Gençliğin psiko-sosyal ve İslamî açılardan kesinlikle uzak durması gereken bir durumu ifade etmektedir.
Flört, “sözde” amacı gereği karşı cinslerin birbirlerini tanımaları için danışıklı bir ilişki özelliği taşımaktadır. Bu danışıklı, problemli ve de fıtrata aykırı ilişkinin yapısında psiko- sosyal açıdan olumsuz sonuçlar doğuran birçok özellik bulunmaktadır.
Yapısal Sorunlar
1. Romantik Körlük: Akıl ve mantığı devre dışı bırakan bu dönemde gençler, özellikle de genç kızlar, duygularının o denli etkisinde kalırlar ki normal koşullarda yapmayacakları yanlış tutum ve davranışlardan kendilerini alıkoyamazlar. Bağlandığı kişinin eksiklerini, kusurlarını, hatalarını, kişiliğindeki bozuklukları, zayıflıkları, kötü alışkanlıklarını ve kötü niyetini göremezler. Bazen de gördüğü hâlde önemsemezler. Var olduğunu düşündükleri aşk ve sevginin bütün bu sorunları çözeceğine inanırlar. Bu duygusallığın büyümesi ve gözleri kör etmesi sonucunda karşı cinslerin aralarındaki duvarlar yıkılır. Duygusal ilişkinin karşı konulmaz bir bedensel isteğe dönüşmesi tam da bu noktada ortaya çıkar. Bu isteğin bireyleri kontrolsüz ve geri dönüşsüz çok büyük hatalara sürüklemesi flörtün yapısal sorunları arasında yer almaktadır.
2. Maskeli Arkadaşlık: bireylerin gerçek kimliklerini, kişiliklerini, inançlarını gizledikleri bir özelliği barındırır. İnsanda ikiyüzlülük meydana getirmek, kişilik bozukluklarına yol açmak, dengesiz bireylerin çoğalmasına sebep olarak toplumdaki huzur ve güven ortamının sarsılmasına yol açmak, maskeli arkadaşlığın sonuçları arasında zikredilebilecek durumlardan sadece bazılarıdır. Bunlara ilaveten, karşı cins ilişkilerindeki boyutuyla ele alındığında ise daha farklı sonuçlar ortaya çıkacaktır. Böylesi bir temele dayanan ilişkinin evliliğe dönüşmesi durumunda bireylerin gerçek yüzlerinin ortaya çıkacağı malumdur. Bu durumda mutsuz evliliklerin, yıkılmış yuvaların, kimsesiz çocukların, cinayet ve intiharların meydana gelmesi kuvvetle muhtemeldir.
3. Abartılı Tutum ve Davranışlar: Bu durumun en belirgin özelliği “tarafların birbirlerine kendilerini sevdirebilmek için abartılı tutum ve davranışlar sergilemeleri” dir. Taraflar için önemli olan kendi ilgi ve yönelişleri değil karşı tarafın ilgi ve yönelişleri olarak gözükür. Bunu karşı tarafı sevindirmek, memnun etmek için yaparlar. Kendilerince bu, onların sevgilerini göstermeleri ve kendilerini kanıtlamaları için olması gereken bir tavırdır. Ama gözden kaçan nokta; insan bir ömür boyu dünyevi hazlar uğruna başkaları için yaşamaya ve abartılmış duygusal yoğunluklar sergilemeye dayanıklı bir yapıya sahip değildir. İnsanın biyo-psiko-sosyal yapısı buna uygun değildir.
4. İyi Özelliklerini Arayıp, Yanlışlarını Görmezden Gelme: Flört yanlışına bulaşmış gençler birbirlerinin iyi özelliklerini arayıp yanlışlarını ve eksiklilerini ise görmezden gelirler. Bununla da kalmaz, kusurları yorumlayıp iyiye kanalize etmeye çalışırlar. Bu özellik mutsuz evliliklerin altında yatan sebepleri anlamamız açısından önemlidir. Zira aklı devreden çıkaran duygusal yaklaşımların bir sonucu olan bu özellik; bu gün önemsiz gözüken eksikliklerin yarın hayatı zehir etmeye yetecek nitelikler kazanmasına yol açabilecektir.
Yukarıdaki yapısal sorunlar nedeni ile flört ilişkilerinin hayal kırıklıklarıyla sonuçlanması şaşırtıcı görülmemelidir. Maalesef bu durum, özellikle genç kızların kullanılmışlık hissi yaşamalarına, hayata küsmelerine vb. durumlara neden olmaktadır. Yine aynı zamanda birçok cinayetlerin, intiharların, psikolojik rahatsızlıkların nedenleri arasında bu tür hayal kırıklıklarının etkisi de azımsanmayacak boyuttadır. Maalesef Emniyet, Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verileri bu değerlendirmelerimizi doğrulamaktadır.
Flörte karşı hoşgörülü yaklaşmamızı imkânsız kılan gerekçeleri özetleyecek olursak şu sonuçlara ulaşılacağını düşünüyoruz: Flörtün yapısındaki aklı ve mantığı devreden çıkaran duygusallık (Romantik Körlük), gerçek kimliği gizleten maske ve abartılı tutumlar, bireylerin bedensel hazlara iştiyaklı hâle girmelerine neden olacak ortamları hazırlayacaktır. Bunun sonucunda da aşağıdaki muhtemel problemler ortaya çıkacaktır.
Bilhassa genç kızların bedensel ve duygusal açıdan istismarı, evlilik öncesi zinaya yol açarak evliliğin saygınlığını öldürmesi, meydana gelen bedensel tahrikin bastırılmaya çalışılmasının ya da tatmin edilememesinin bireylerde huzursuzluk ve saldırganlık meydana getirmesi, kavga ve cinayetlere neden olması, hayal kırıklıklarına ve duygusal çöküntülere neden olması.
Bütün bu gerekçeler, flörtün psiko-sosyal yapısı ve bünyesinde barındırdığı sorunları nedeni ile bile fıtrattan sapma olduğunu ortaya koymakta ve Müslüman Gençliğin uzak durması ve uzak tutulması gereken bir durum olduğunu göstermektedir. Yapılan bu değerlendirmelerden sonra şimdi de karşılıklı ilişkilerde dini ve ahlaki kriterlerin Müslüman gençleri yönlendirmedeki rolü ve bu meseleye İslam’ın ölçüleri açısından bakış açımızı ifade etmeye çalışalım.
Dinî ve ahlakî ilkelerin birey ve toplumla fonksiyonel anlamda ilişkisinin bulunduğu bilinmektedir. Bu ilişkinin tabii bir sonucu olarak ta bireylerin ve toplumun davranışlarının dini ve ahlaki etkilerden tamamen soyutlanması mümkün değildir. Tarihin her döneminde bireyin ve toplumun yaşamına etki eden dinin ve ahlaki kriterlerin, karşılıklı ilişkileri de etkilemesi olağandır. Dolayısıyla biz yazımızın bu bölümünde hayat nizamımız İslam dini açısından probleme yaklaştık. İslam dininin karşı cins ilişkilerine bakışını, ilişkilerin yapısı ve sürekliliği açısından belirleyici kurallarını açıklamaya çalıştık. Bu kuralların bireyin psiko-sosyal hayatı üzerindeki etkilerini ifade etmeye çalıştık.
İslam’ın Flört’e Bakışı
Flörtün İslamî açıdan durumuna geçmeden önce belirtmeliyiz ki İslam; karşı cinslerin birbirlerine “ilgi” duymalarını tabi karşılamaktadır. İslam’ın temel referans kaynağı olan Kur’an-ı Kerim’de bu husus şöyle dile getirilir. “Kadınlara, evlatlara, altın ve gümüş yığınlarına, güzel cins atlara, davarlara ve ekinlere karşı ihtiraslı sevgi, insanlara çekici ve hoş gösterildi. Oysa bütün bunlar, bu dünya hayatının zevk ve nimetleridir. Asıl varılacak güzel yer Allah katındadır.” Bir başka ayette de şöyle ifade edilir: “O’nun delillerinden biri de türünüzden kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranıza sevgi ve merhamet koymasıdır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır”
Karşı cinse yönelik ilginin doğal karşılanışını İslam’ın ikincil referans kaynağı olan Sünnet’te de görmekteyiz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dünyada üç şeyin kendisine sevdirildiğini bunlardan birisinin de kadın olduğunu belirtmektedir.
Görüldüğü üzere İslam, kadın ve erkeğin birbirine olan ilgisini doğal kabul etmektedir. Fakat bu ilginin sınırsız ve kuralsız bir şekilde ilişkiye dönüşmesini ise onaylamamaktadır. Sınırsız beraberlikler yerine sınırları belirlenmiş meşru birlikteliği ön görmektedir. Bunun yolu olarak da evlilik kurumunu göstermektedir. İhtiyaçların meşru tatmin yolu olan evlilik kurumundaki başarının, evlilik öncesindeki zemininin fıtrata yani Allah’ın koyduğu sisteme uygunlukla doğru orantılı olduğu bilinmelidir.
İslam Dini, bizim “Flörtün Psiko-Sosyal Yapısı ve Sorunları” başlığı altında çizdiğimiz çerçevedeki kadın-erkek ilişkisini onaylamamaktadır. Zira bu çerçevedeki bir ilişki kadın-erkek ilişikleri hakkında getirdiği hüküm ve kurallar açısından İslam Dini’nin sınırları dışında kalmaktadır.
İslam bireysel ve toplumsal açıdan olumsuz sonuçları bulunan zinayı yasaklamıştır. Bununla da kalmamış bireyi ve toplumu bu kötü fiile düşmekten kurtarabilmek için zinaya giden bütün yolları kapatmıştır. Böylelikle tedbiri baştan almıştır. Bu tedbirlerin başında da:
Nikâhlanabilecek derecede yabancı kabul edilen karşı cinslerin baş başa kalması -Halvet- yasağı.
Tesettüre -dinî açıdan örtünme sınırı- riayet.
Sürekli bakış gibi bedensel açıdan uyarıcı davranışlardan uzak kalma.
Dokunma, el sıkışma vb. fizikî temas yasağı gibi sınırlamalar gelmektedir.
İşte flört ilişkisi yapısı ve uygulanışı gereği bu sınırları aşan bir özellik taşıdığı için de İslam Dini açısından onaylanmayan bir davranış olarak görülmüştür.
Müslüman Genç ve Flört İlişkisi
Şüphesiz Müslüman Gencin karşı cinsle olan ilişkilerinde belirleyici bazı unsurlar bulunmaktadır. Bunların başında da Dinî ve Toplumsal Kurallar gelmektedir. Bizim Müslüman Genç olarak tanımladığımız birey; hayat nizamımız olan İslam’a inanç, ibadet, duygu, bilgi ve gündelik hayata etki boyutları açısından bağlı bulunan bireydir. Dolayısıyla Müslüman Genç nitelemesi, gencin hayatının diğer alanlarında olduğu gibi karşı cins ilişkilerinde de beş kategoriyle ifade edilen dindarlık yaklaşımına gösterilen uygunluk düzeyini ifade etmektedir.
Bilindiği üzere İslam Dini insanın doğasında bulunan cinsellik ve bunun tatmin edilme isteğini olağan görmektedir. Bunun tatmin yöntemi olarak da meşru evlilik bağını göstermektedir. Bu noktadan bakıldığında karşı cins ilişkilerinin İslam’da belli kurallara bağlanmış olması fıtrîdir.
Sosyal çöküntüye ve çürümeye neden olan hususların başında zinanın yaygın ve normal hatta bir hak olarak görülmesi gelmektedir. Sosyal çöküntünün engellenmesi için zinanın, zinanın önlenebilmesi için de İslam’ın kuralları çerçevesi içerisinde kurulmuş evliliklere ihtiyaç vardır. Hem zinayı engelleyecek hem de insanları mutlu edecek evlilikleri ortaya çıkaracak kurallar, Müslüman Genç için çok büyük önem arz etmektedir.
Bu kuralların başında “zina yasağı”nın geldiği belirtilmişti. Aralarında nikâh bağı bulunmayan bir erkek ve kadının cinsel ilişkisi olarak tanımlanan zina, İslam dininde açık bir kötülük ve kötü bir yol olarak nitelenmektedir. İslam, yasakladığı ve kötü saydığı bu eylemin insanlar tarafından çeşitli sebepler dolayısıyla işlenmesi ve cezai müeyyidelere neden olması gibi olumsuzluklara yol açmaması için çeşitli tedbirler almıştır. Yani bazı sınırlayıcı kurallar koymuştur. Dinin koyduğu bu kurallar, daha sonraları toplumsal bünyede de çeşitli şekillerde tezahür etmiştir.
İslam’ın zinayı engelleyici olarak koyduğu bu kuralların başında; bedensel anlamda uyarıcı etkisi bulunan sürekli bakış yasağı gelir. Kur’an’da bu konu şu şekilde ifade edilir: “Söyle Mü’min erkeklere, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını da korusunlar…” “Mü’min kadınlara da söyle gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar; ırzlarını da korusunlar…” Bu yasağın nedeni bedensel uyarıcıların başında yer alan sürekli bakış nedeniyle tahrik olup zinaya yönelişi engellemektir.
Bir diğer sınırlayıcı kural da kendisiyle evlenilmesi yasaklanmamış kişilere karşı dinin kapatılmasını emrettiği vücut bölgelerini kapatmak yani; tesettürdür . Bu sayede Müslüman Genç, bir diğer cinsel uyarıcı olan avret yerlerinin görülmesi ve bakılması gibi zinaya götüren nedenlerden korunmaktadır.
Dinin yasak kapsamına giren bir diğer durum da fiziksel temastır. Birbirine yabancı karşı cinslerin cinsel anlamda uyarılmalarına neden olabilecek dokunmak, öpmek, okşamak vb. fiziksel temas da dinin yasak kapsamına girmektedir.
İslam’ın sınırlayıcı kuralları arasında saydığı bir diğer konu da halvettir. Halvet: kendisiyle evlenilmesi yasaklanmamış ve bedensel ilişkiye engel durumu olmayan bir kadınla bir erkeğin kapalı bir yerde yalnız kalmalarıdır. Bu hâliyle halvet, bedensel anlamda tahrik edici özelliktedir. Toplumsal anlamda ise dedikoduya sebep olarak, bireyleri töhmet altına sokabilecek bir durumdur.
Dinin karşılıklı ilişkilerle alakalı olarak getirdiği bu sınırlayıcı kurallar göstermektedir ki Müslüman Genç, ilişkilerinde bu kurallara dikkat etmelidir. Yani tenhada buluşma, gezme, dolaşma, el ele tutuşma, öpüşme ve daha ilerisi gibi uygulamalar Müslüman Genç için kesinlikle uzak durması gereken, yasak uygulamalardır. Onun bu konulardaki hassasiyeti, dini, ruhsal ve sosyal açıdan lehine sonuçlar doğuracaktır.
Müslüman Gencin Flörtten Korunması İçin Öneriler
Müslüman Gençten kastımızın: hayat nizamımız olan İslam’a inanç, ibadet, duygu, bilgi ve gündelik hayata etki boyutları açısından bağlı bulunan bireyler olduğunu daha önce belirtmiştik. Bu tanıma uyan gençlerin flörtten korunarak sorunlara bulaşmaması bu bölümün konusudur. Burada kastettiğimiz sorun; hem dini hem de buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek psiko-sosyal içerikli sorunlardır.
Kanaatimizce Müslüman Genç için dini anlamda “sorun” olan bir husus onun psikolojik ve sosyal hayatını da etkileyecektir. Dolayısıyla bu ikisini birbirinden ayırmak en azından Müslüman bir genç için mümkün değildir. Bu yüzden herhangi bir husus dini yönden “sorun” ise hayatın diğer alanları için de “sorundur”.
Bu noktada Müslüman bir genç için “sorun” olarak görülebilecek olan hususların başında zina gelmektedir. Buna bağlı olarak ortaya çıkabilecek tıbbî, psikolojik ve sosyal sonuçlar da sorun kategorisindedir. Zinanın yanında ona götüren yoların hepsinin Müslüman genç için sorun olacak nitelikte oldukları bilinmelidir.
Öncelikle; flörtün akıl ve mantığı devreden çıkarma potansiyeli olan bir yapıda olduğu hatırda tutulmalı, karşı cinsle olan iletişimlerinde akıl ve mantık yol göstermeli, duyguların hayatına yön vermesine müsaade edilmemelidir. Bunun yanında dini kriterlerin yol göstericiliğinin esas olduğu ise hiç unutulmamalıdır. Aklın, mantığın ve dinin yol göstericiliği dikkate alınırken kısa, orta ve uzun vadeli planlarla yoğrulmuş yüksek ideallerin -İslamî Daveti’n- de bu tarz ilişkilerin sorunlarından koruyacağı gözardı edilmemeli, bu ideallerin etrafında bir araya gelmiş sosyal çevreye dâhil olmalı, Müslüman bir genç ve Müslüman bir fert olarak davetin kuşatıcı iklimini soluma gayretinde daim olmalıdır.
Müslüman Genç açısından önemli olduğunu düşündüğümüz bir tedbir de; tahrik edici alanlardan uzak kalmaktır. Tahrik edici alanlardan kastımız karşı cinsle baş başa kalmak gibi ortamlardır. Yine cinselliği teşvik eden yayınlardan uzak durmak da önemli bir tedbir olacaktır. Çünkü bu tür yayınlar cinsel arzuların uyarılmasına neden olmaktadır.
Müslüman Gencin flörtten korunmak için başvurabileceği bir diğer yöntem ise; dengeli beslenmek, İslam’ın da tavsiye ettiği üzere spor yapmak ve sürekli meşguliyet içinde bulunmaktır. Bu konuda ihtiyaca göre kalorisi yüksek gıdaların aşırı tüketiminden uzak durmak önemli bir faktördür. Yine fazla uykudan da kaçınmalıdır.
İbadet, dua ve zikir gibi inancının beslendiği kaynaklara dönük olarak yapacağı manevî takviyeler de Müslüman Gencin hatalar yapmasını engelleyici kontrol mekanizmalarındadır.
Tahrik edici sürekli bakış, özendirici konuşma, dinleme ve uyarıcı hayal gibi eylemlerden uzak durmak bireyin yanlışa düşmesini engelleyici unsurlardandır. Müslüman Gencin davranışlarının oluşmasında düşünme, bakma, konuşma ve dinleme gibi algı alanlarını etkileyici hususların bulunduğu bilinmektedir. Dolayısıyla karşı cinse dönük olarak bu tür davranışlardan uzak kalma oranı sorun ihtimalini azaltacaktır.
Netice itibari ile; sayılan yöntemlere dikkat eden Müslüman Genç kendisi için bir imtihan olan flörtten korunabilecek ve telafisi mümkün olmayan hatalara düşmeyecektir. Ayrıca hayatın her alanında olduğu gibi bu konuda da bir imtihan içerisinde olduğunu kavrayan Müslüman Genç, sınavda başarılı olabilmenin ve başka bir gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde Allah Teâlâ’nın, Arşı’nın gölgesinde barındıracağı yedi sınıf insan arasına katılabilmenin tadına varabilecektir.
Osman Hazır / ElifElif “Bayram, Eğlence ve Tatil Ahlakımız” Yaz Sayısı (2015-1436)
Elifelif İrt: (0212) 417 7775 – (0212) 418 32 54
Comments are closed