Hepinizi Üstad Nuri Pakdil’in çok sevdiğim bir söylemi olan; antikapitalist, antifaşist, antikomünist, antinasyonalist, antisiyonist ve en önemlisi de antifiravunist bilinciyle selamlıyorum. Derdimiz, ilk kıblemiz Kudüs…
Eğer Kudüs’ü sadece Filistin’in sorunu olarak görüyorsak asıl sorun bizde demektir. Kudüs, bütün Müslümanların ortak davasıdır. Kudüs bize emanettir, bizim kutsalımız ve en değerli varlığımızdır. Varlığın nuru Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin miraca yükselmesine şahit olan o mübarek Kudüs’ü nasıl olur da dert edinmeyiz? Peki, Kudüs işgal altındayken bir Müslüman nasıl olur da vurdumduymaz olur? Önce kalbimizdeki işgali kaldıralım ki Kudüs’teki işgali de durdurabilelim.
“Ben Allah yolunun bir hizmetçisiyim, Kudüs işgal altındayken ben nasıl gülebilirim!” diyen bir Selahaddin Eyyubi olabiliyor muyuz? Mescid-i Aksa’nın duvarında “Komutanı Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem olan bir ümmet asla boyun eğmez!” yazıyorsa eğer, öyleyse gelin bir taş da biz atalım işgalci Siyonistlere!
Kudüs! Bizim kalbimiz, bizim davamız, bizim derdimizdir. “Kudüs düşerse Mekke düşer, Medine düşer, Ümmet düşer” bilinciyle yaşarsak Kudüs düşmeyecektir. Selahaddin’i beklemeyip hepimiz Selahaddin olursak Allah’ın izniyle Kudüs’ü işgalci Siyonistlerin elinden kurtarmış oluruz. Kudüs’ün izzetini koruyamazsak kendi izzetimizi kaybetmiş oluruz. İzzetimizi kaybedersek neyimiz kalır? İşgalci Siyonistlerin Kudüs’ü kendilerine ait olarak görmelerini asla kabullenemeyiz. Ve asla böyle bir şey yoktur.
Yeryüzü bizim, Kudüs bizimdir! Ve gün gelecek, işgalciler Kudüs’te kaçacak delik bulamayacak. Tarih bunu da yazacaktır!
Yaşasın Filistin!
Yaşasın İntifada!
Selam ve dua ile…

 

ElifElif Dergisi – Sizden Gelenler / Yusuf Mert Buzkan

Categories:

Comments are closed