ayşe sevimli
Allah Teâlâ, insan olmaları bakımından kadın ve erkeği eşit fakat ruhi ve biyolojik yönden birbirlerinden farklı yaratmıştır. Yaratılıştaki bu farklılıklara dikkat edilmediği takdirde iletişimde sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu sebeple bu farklılığın göz önüne alınıp denge kurulması gerekir.

İlk olarak; biyolojik yönden kadın ve erkekteki farklılıkların ele alınması şarttır. İletişim kurmanın içerisinde bulunan konuşma ve algılama kabiliyeti kadın ve erkekte farklıdır. Çünkü erkekler sol beyinleri iyi gelişmiş olduğu için beyinlerinin sol tarafını, kadınlar da sağ beyinleri iyi gelişmiş olduğu için beyinlerinin sağ tarafını kullanırlar.

Sol beyin; mantık, nedensellik, sayısal işlemler, kelimeler ve rakamlarla ilgilenir. Sağ beyinde ise; duygular, renkler, hayali ifadeler ve söz ötesi anlamlar ön plana çıkar. Bunun sonucunda gerek sosyal gerekse aile içi ortamlarda iletişim kurarken kadın ve erkek veya ebeveynler çatışmalar yaşayabilirler. Erkekler sonuç odaklı oldukları için anlatmak istediklerini kestirmeden ifade ederken kadınlar ise süreç odaklı olduklarından olayları ayrıntılı ve çok kelimeyle anlatırlar. Mesela; erkek, eşine kaç ekmek alması gerektiğini sorduğunda kadın ayrıntılı bir şekilde bir ekmek kaldığının hikâyesini anlatır. Bu sebeple erkekler, eşleri konuşurken onları sabırla dinlemeli ve anlamaya çalışmalı; kadınlar ise olayların gereksiz ayrıntılarına girmeden, az kelimeyle olayı anlatmalıdırlar.

İletişimde ortaya çıkan sorunların başka bir nedeni de şudur: Kadınların beyninin iki tarafında da konuşma merkezi vardır. Erkeklerin ise sadece sol beyinde konuşma merkezi vardır. Bu sebeple kadınların konuşma ihtiyacı daha fazladır. Bilimsel olarak saptandığına göre; erkekler günde yedi bin civarında kelime kullanırken kadınlar yirmi bin kelime kullanırlar. Bu nedenle erkekler, kadınların susarak sessizce oturmalarını beklememeli, kadınlar da eşlerinin kendileri kadar konuşmasını beklememeli ve bunun için çaba sarf etmemelidirler.

Günümüzde eşler birbirlerinin beklentilerini, fiziksel, ruhsal ve duygusal ihtiyaçlarını konuşmadıkları için de iletişimde kopukluklar ortaya çıkabilmektedir. Mutlaka her iki tarafın itidalli bir iletişim içinde olmaları gerekir. Bunun yanı sıra kadınların her iki beyin yarım küresinde de konuşma merkezi olduğu için her ortamda konuşmaya müsait yapıları vardır. Özellikle kalabalık ortamlarda ikili üçlü konuşmalara hatta başkalarının konuşmalarına bile katılırlar. Erkeklerde ise tek kişinin konuşması, diğerlerinin ise dinlemesi durumu mevcuttur; çoklu konuşmalar yapmazlar. Eğer eşiniz bilgisayarla meşgulse veya farklı birileri de o ortamdaysa yalnız bir ortamda konuşmak daha etkin bir iletişim için elverişli olacaktır.

İkinci olarak; kadın ve erkeğin ruhi yönleri farklıdır. Bu farklılık iletişimde büyük sorunlara neden olmaktadır. Kadın fıtratının temel özellikleri; şefkat, yumuşaklık, teslimiyet, hissi algılama, duygu derinliği, zarafet ve letafettir. Allah tarafından bu özelliklerin kadına verilmesindeki en önemli unsur, anne olmaya hazır bir fıtrat sahibi olmasındandır. Erkek fıtratının temel özellikleri ise irade, güç, cesaret, sertlik, soğukkanlılık, koruma güdüleri, mantıksal, matematiksel düşünce ve muhakeme gücüdür. İki taraf da birbirlerinin bu fıtri özelliklerine dikkat ederek iletişim kurmalıdırlar. Böylece iki taraf da ruhen huzur bulur ve iletişimde çatışma çıkmaz.

Kadının yumuşaklığı eziklik ve suskunluk; erkeğin sertliği de kabalık değildir. Her ikisi de düşüncelerini ifade etmekte serbesttirler fakat yerinde ve zamanında konuşmak önemlidir. Kadının yumuşaklığı ve sevecenliği nezaketinde; erkekliğin sertliği korumacı, adaletli ve merhametli olmasından kaynaklanmaktadır. Erkek için kazanmak ve ailesine bakmak önemlidir.

Günümüzde kadınlar; kapitalist sistem, feminizm ve diploma gibi dünyevi değerlerin etkisiyle fıtrî yapılarına uymayacak şekilde maddi güç, mevki ve şöhret peşinde koşarken farkında olmadan erkeğin görev alanına girdiler. Böylelikle Rabbimiz’in verdiği asıl görev olan annelik ve eşlik arka planda kaldı. Erkekmiş gibi davranan kadınlar, kadınmış gibi davranan erkekler ortaya çıktı. Dik başlı, inat, kazanmaya odaklı ve sert erkeğe benzer kadınlar; alıngan, kırılgan, küskün, korkak ve sorumluluk almaktan çekinen kadınsı erkekler her geçen gün artmaktadır. Bu yapıda bulunan hiçbir kadın ve erkek mutlu olmayacaktır. Çünkü fıtrat, cinsiyet yapısıyla doğru orantılı olduğundan fıtrata ters hareket edildiği takdirde iletişimde de çatışmalar ortaya çıkacaktır. Bu durum boşanmaya kadar giden sonuçlara yol açabilmektedir.

Sonuç olarak kadın ve erkekteki iletişimin sağlıklı ilerleyebilmesi için Rabbimiz tarafından farklı yaratılmış olan fıtrî yapıların dikkate alınması gerekmektedir. Kadın ve erkeğin bu fıtrî farklılıkları iyi bilip ona göre bir yol takip etmeleri, iletişimde daha dengeli davranmalarını sağlayacak ve sorunları en asgari düzeye indirecektir.

Bizler, erkek veya kadın olalım denge çerçevesinde bir iletişim içinde olmak zorundayız. İletişim sorunlarının en az olduğu toplumlar daha huzurlu ve güvenli hayat süreceklerdir.

Rabbimiz, bizi fıtratı üzere yaşayanlardan eylesin.

Ayşe Sevimli / ElifElif “İletişimdeki Hedeflerimiz ve Engellerimiz” Sonbahar Sayısı (2015-1436)

Elifelif İrt: (0212) 417 7775 – (0212) 418 32 54 

Categories:

Comments are closed