Gerçekte tüm yeryüzü Allah’ındır. Allah’ın malik olduğu alemde ruhsatın insanlara verildiği alanlar vardır. Şehirler, şehirlerimiz…
“Ben, cinleri ve insanarı ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat Suresi, 56. ayet-i kerime) ayet-i kerimseiyle bize seslenen Rabb’imiz, amacımızı gösteriyor. Eğer Allah’a kul olma bilinciyle yaşadığımız şehirlerimizi. Baştan başa Allah’a kulluğa hizmet eden şehirler olmalı. Bu minval üzere düzenlenmeli şehirler. Eskilerin deyimiyle “Ölmek istemediğin yerde bulunma.” diye bakarız. Peki, bu kaçmak mıdır? Hayır! O zaman yaşadığımız yerleri ölünecek yerler haline getirmeliyiz. İşte bu gaye ile şehirlerimizi oluşturmalıyız.
Hüküm Allah’a ve Rasûlü sallallahu aleyhi ve selleme aittir. Hayat da Allah’ın hükmüne göre yaşamaktır. O halde şehirlerimiz de bu minval üzere yönetilir ve işletilir. Tüm siyasetler, politikalar ve bürokrasiler rıza-i istikamette gitmek üzere planlanır. Dolayısiyle yönetim Allah’tan en çok korkan ve Allah’ın rızasında yaşama gayreti içinde olan feraset ve basiret sahibi insanlarla olur. Merkez dindir. Diğer tüm yan dallar merkeze hizmet için vardır.
Şehrin çekirdeği ailedir. Aile, İslam’ın kalesidir. Yani korunup bakılması gereken en önemli yapıdır. Aile, Allah için yaşayacak ve yaşatacak nesiller yetiştirmek üzere kuruludur. Kadın, ailenin mihenk taşıdır. Saliha kadın çizgisiyle aile yetiştirir; ki aslında toplumu yetiştirir.
Eğitim, makam ve mevkiden öte adam yetiştirmekle uğraşır. Allah’a adanacak adamlar… Sanat, her yerde insanı tefekküre yönlendiren kanallarıdır şehrin. Necip Fazıl’ın:
“Anladım işi, sanat Allah’ı anlamakmış
Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış”
anlayışıyla yer alır. Şehirdeki herkesi birbirinin kardeşi yapar kulluk bilinci. Bu bilinçle kurulur dernek/vakıflar. Yardımlaşma, istişare, koruma ve iyileştirme amaçları güdülür.
Anayasası Kur’an-ı Kerim, kılavuzu Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ve örnekleri başta ashab-ı kiram olmak üzere tüm tarihi mü’min şahsiyetler olan şehirdir hayalimiz. Bu hayal üzere yaşar, bu hayal üzere ölürüz biz.
ElifElif Dergisi – Yazı Atölyesi / Selamet Sakar
Comments are closed