Okumuş; gerek dini tahsil almış, gerek üniversite eğitimi görmüş dindar kızlara karşılık; onların kültürel anlamda dengi olacak sayıda dindar erkek olmaması konusu yıllardır dile gelir.Özellikle evlilik konusunda.Bence de böyle bir gerçeğimiz var. Geçen aylarda da bu konu bazı gazetecilerin köşelerinde tartışma konusu oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı Kur’an Kurslarında ve özel Kur’an kurslarında yüz binlerce genç kız eğitim gördü ve görmeye devam ediyor. Dindar ailelerin lise ya da üniversite eğitimi almayan kızları bir kurs hayatı görür genellikle. Kimi kısa süreli kimi uzun yıllar ciddi dini eğitim alırlar.
Buna karşı kurs eğitimi alan erkek sayısı azdır. Erkekler ya okul hayatında olurlar yada okumayacaksa da bir işe başlarlar. Bu yüzden dini eğitim alan kız ve erkek sayılarında ciddi bir fark ortaya çıkar. Bu da elbette evlilik zamanı kendini gösterir.
Yalnız dini eğitim alan kızların ve erkeklerin hepsi şuurlu olmuyor. Bir kısmı “şu kurs hayatından kurtulsam da bir cozutsam” diye dört gözle beklerler ve buldukları ilk fırsatta da aldıkları eğitimin tam tersi bir hayat yaşarlar. Aldıkları eğitim istikametinde yaşamayı tercih eden kızlar; kurs, vakıf, dernek, parti, hayır çalışmalarında hizmete adarlar kendilerini. Aynı eğitimi almış erkekler ise ilerde ev geçindirme mecburiyetleri yüzünden kurs hayatından sonra çalışma hayatına geçerler.
Üniversite eğitimi alan dindar gençlere gelince burada da kız-erkek farklılığı yine ortaya çıkar. Kızlar kitap okumaya daha çok vakit ayırırlar, seminer, panel kültürel faaliyetleri daha çok takip ederler.
Erkekler de ise; okuyan, ilme değer veren, kültürel faaliyetleri takip edenler var elbette fakat sayıca kızlara göre daha az görünüyor. Erkekler memleket meseleleri ve siyasetle ilgilenmeyi tercih ediyorlar. Gündemi takip etmek onlar için daha öncelikli olabiliyor. Bu yüzden de kültürel anlamda kızlardan biraz daha geride kalabiliyorlar. Kızlarda siyasi konularda erkeklerden geride kalıyorlar. Bunda da abartılmadığı sürece bir anormallik yok. Herkes fıtratına uygun olana meylediyor.
Kızların erkeklerden daha çok okuması, daha çok kültürel faaliyet takip etmeleri onlara bir üstünlük sağlamıyor. Esas mesele kızların kendilerini bilgi olarak geliştirmelerinin ilme dönüşüp dönüşmediği. Öğrendikleri bilgilerin hava atıp, ukalalık etmek dışında bir işe yarayıp yaramadığı. Peygamber efendimiz: “Faydasız bilgiden Allah’a sığınmıştır.” Öğrendiklerimizin toplum ve aile hayatında ne kadar işe yaradığı önemlidir.
Maalesef ki Kur’an kurslarımızın çoğunda kızlar da erkeklerde evlilik hayatına hazırlanmıyor. Gençlere evlenmeyeceklermiş gibi bir eğitim sunuluyor. Üniversite eğitiminin de evlilik hayatına bir faydası yok. Dindarlığı sadece ibadet ya da tesettür zanneden ve eş adayında kültürü önceleyen ve işin ahlaki boyutunu göz ardı eden bir zihniyete sahip olunca okumuş dindar gençler, evlilik hayatında daha çok problem yaşıyor. Bilginin afeti de kibir olunca işler daha da içinden çıkılmaz hale geliyor.
Sonuçta evlilik hayatı, bir kültür yarışma programı değil.Evlilik hayatı içinde; eşin genel kültürünün, süper bilgilerinin, zekasının iyi anlaşmaya, mutlu olmaya bir katkısı olmuyor. Tak aksi bazen her şeyi düşünüyor da beni neden düşünmüyor gibi bir fazladan bir sinir olmaya bile sebep olabiliyor.
Son dönemde dindar gençler daha zor evleniyor. Evlenmek isteyen pek çok dindar kız ve erkek olmasına rağmen birbirine benzer sebeplerden evlenemiyorlar: Kızlar, evlenecek kültürlü erkek yok diye şikayet ederken, erkekler de kızların ukalalığında, maddi külfetlerinden, hiç bir şey beğenmeyen tavırlarından şikayetçi.
Bir de bekarların evlilikle ilgili düşüncelerini etkileyen evlenmiş arkadaşları oluyor. Kafelerde neşeli kahkaha atan kültürlü kızlarımızın evlendiklerinde kocayı ve hayatı kontrol etmeye kafayı takmış bir cadıya dönüştüğünü gören erkekler, doğal olarak evlenmekten kaçıyorlar. Aynı şekilde evlendikten sonra kocasının sorumluluktan kaçtığını, evliliği için hiç bir çaba göstermeyen mızmız bir adama dönüştüğünün şikayetini arkadaşlarından duyan kızlar da evlenmekten korkuyorlar.
Velhasıl durum iki taraf içinde zor. Diploma, kurs eğitimi, genel kültür ve bilgi evlilik hayatında işe yaramıyor, kimse bununla övünmesin. Bizim bir evlilik kültürü oluşturmamız lazım. Eş adayının evlilik ile ilgili bilgisine, inançlarına bakmak lazım. Evlilik kültürü üzerine devam edeceğim inşallah.
Sema Maraşlı‘nın, Vahdet Gazetesi‘nde yayımlanan 09.10.2015 tarihli yazısıdır.
Comments are closed