Örtünmek, genellikle bütün canlılar arasında sadece insana mahsus bir meziyet olduğu söylenir ve bu doğrudur. Çıplaklık, her dönemde toplumsal vicdan ve sağduyu tarafından arsızlık ve hayasızlık olarak görülmüştür. Bununla birlikte birey ve toplumlar örtünme konusunda farklı din ve kültürlerin, dış tesir ve toplumsal çözülme gibi sebep ve tesirlerin sonucu olarak farklı ölçülere sahip olmuştur.

 
İslam dininin örtünme emri; ferdin ruh sağlığını, fıtri yapı ve onurunu ve toplumun genel ahlakını koruma; insanlar arası münasebetlerde dengeyi gözetme, insan haysiyetine yakışır hayat ve aile hayatı kurma gibi çeşitli gayelere yöneliktir.

 
Vücudun açılması, gösterilmesi ve bakılması haram olan yerlerine ve organlarına dini literatürde “avret” diye tabir edilir. Setr-i avret tabiri ise erkek ve kadının örtünme ölçülerini bildirir. Setr-i avret (avret yerlerinin örtülmesi) fıkıhta üç ayrı açıdan ele alınır.

 
• Namazda örtünme
• Yakınlara karşı örtünme
• Yabancılara karşı örtünme.

 
Erkeğin namazda örtünmesi gereken yerleri ile namaz dışında erkeklere ve karısından başka kadınlara karşı avret yeri; göbeği ile diz kapağı arasında kalan bölgedir. Bu bölgelerde örtünme dar olmamalı ve şeffaf denecek kadar ince giyilmemelidir.

 
Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellemin Sünneti’nde de örtünmenin dini ve ahlaki cephesi sürekli vurgulanmıştır. Giyim ve kuşamda sadelik, tabilik ve temizlik tavsiye edilmiş; elbisenin vucudun hatlarını belli etmemesi ve içini göstermemesi üzerinde durulmuştur.

 
Hadislerde ipek kıyafetle ilgili erkeklere bazı yasaklar getirilmiştir. “İpek ve altın Ümmetim’in kadınlarına helal, erkeklerine haramdır.”

 
Yaşadığımız toplumun giyim kültürü ve örfünü de dikkate almak gerekir. Diğer inanışlara benzememek kaydı ve İslam dininin çizmiş olduğu sınırlara aykırı olmadığı müddetçe o kültürün ve o örfün kıyafetlerini giymekte bir beis yoktur, görüşünde âlimler hem fikir olmuştur.

 
Burada şunu da söylemek gerekir; tesettürde moda yoktur. Örtünmenin amacını ve gayesini yukarıda belirttik. Moda, insanı kendi dini ve kültürel sınırlarından dışarı çıkarır. Bir veya birkaç kişinin dayattığı geçici bir kopuştur. “İnsanlar ne der?” korkusu, “ALLAH ne der?” korkusunun önüne geçtiği şu günlerde düşük bel, dar pantolonlar ve ne kadar dar kıyafet varsa takdirinize bırakıyorum…

 
İslam, erkek giyiminin ölçülerini bu şekilde belirlerken günümüzün erkek kıyafetleri üzerinde biraz düşünmemiz gerekir. Neden kıyafet seçerken yakışıp yakışmadığından önce “Ben bir Müslüman olarak bunu giyebilir miyim?” sorusuna muhatap değiliz? Söz buraya gelmişken bir şeyi daha dile getirmek gerekir. Kadınlar hep moda adına teşhir edilirdi, hâlâ öyle ama ne acı ki; artık son yılların modası olan dar kalıplar erkekleri de podyuma çıkmadan sokaklarda teşhir ediyor… ALLAH Celle Celaluhu’nun emirlerinden ve Peygamber aleyhisselamın Sünneti’nden uzaklaşan kişi, bu dünyada da ahirette de hüsrana uğrar.

 
İnsan değişken varlıktır; düşünebilir, düzeltebilir ve hatalarını görebilir eğer isterse… Örtü iffettir, örtü hayâdır, örtü ahlaktır… Kadınlara son günlerde sorulan şu bilindik soruyu erkek tesettürü adına; erkeklerin de kendine sorması gerekir. FARZ MI? TARZ MI?

 

ElifElif Dergisi-Sizden Gelenler / Gönül Yıldırım

 

Categories:

Comments are closed