SORU: Hocam ben yirmi iki yaşında bir ilahiyat öğrencisi olarak uzun süredir içinde olduğum durumu izah etmek istiyorum. Kendimi evlilik fikrinden oldukça uzak hissediyorum çünkü imkânsız gibi geliyor. Bunun nedeni, hiçbir erkeğe güvenmemem ve ilmimi her şeyden öncelikli tutmam. Çevremdeki insanlar bana güven vermiyor, özellikle erkekler, bu da bende bir huzursuzluk yaratıyor. Bu durum hem güven vermeyen erkekler hem de günümüz evlilik modelleri nedeniyle evlenme fikrinden soğumama sebep oluyor ve ilmi çalışmalarıma daha fazla yoğunlaşıyorum. Bu konuda sizden tavsiye almak istiyorum. Bir yandan çocuklara aşırı düşkün olduğum için evlenmek istiyorum ancak diğer yandan, günümüzdeki evlilik modelleri ve erkeklerin güven vermemesi beni evlilik fikrinden tamamen soğutuyor. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyorum, canımı bir süredir sıkıyor. Eğer mümkünse, bu konuda bana tavsiyelerde bulunmanızı rica ediyorum.
Ayrıca, gençlerle iyi iletişim kuran, mesajlara ilgi gösteren ve bize zaman ayıran hocaların sayısının az olduğunu düşünüyorum. Sizin gibi hocaların azlığı beni üzüyor. Allah sizden razı olsun. Rabbim sizi başımızdan eksik etmesin.
CEVAP: Sorudaki sıkıntının nedeni “evlenmekten uzak kalma kararı” değildir. Senin için evlenme vakti gelmemiştir de sen bu duyguların etkisi altındasın. Bunu dert etmemelisin. Vakti geldiğinde göreceksin ki bu duyguların yerine önce “şu olmaz, bu olabilir” hissiyatı alacak. Ardından da “şu olsun” diyeceksin biiznillah. Dert edilecek bir durumun yoktur. Derslerine bak. İbadetlerini ihmal etme. Sılayırahimi başta ebeveynin olmak üzere koru. Çok Kur’an okumaya çalış. Gereksiz yere endişelenme.
Senin gibilerin sıkıntısı şundan kaynaklanıyor:
Kızlar umumiyetle yirmi iki yaşlarında nişanlanıyor, evleniyorlar. Senin de yaşın ona yaklaştı, henüz evlenemedim. Bu gereksiz bir düşüncedir. Senin için evlilik yaşı belki yirmi beştir, sen yersiz bir arayış içinde olursan vakti gelmemiş meyveyi ısırman gibi bir durum oluşur. İşine bak, kaderine teslim ol, huzurlu ol.
Comments are closed