SORU: Selamünaleyküm Değerli Hocam.
Sizin sohbetlerinizden istifade etmeye başladıktan sonra, hayatımızın bereketlendiğini ve huzur ile dolduğunu hissetmeye başladık.
Çalışma meselesinde öneride bulundunuz ama daha önce de arz ettiğim, anne-baba ile aynı binada oturma noktasında da aydınlatırsanız çok memnun olurum.
Allah çalışmalarınızda muvaffakiyetler ihsan etsin.
Hayırlı günler.
CEVAP: Selamünaleyküm.
Bir kadının, banyosu ve mutfağı ayrı olan bir evde eşi ile beraber kalmasını istemesi dinen hakkıdır. Bu hakkı, nikâh masasında konuşarak iptal ettirmedikçe bir erkek, yok sayamaz. Anne babalar, çocuklarına baskı yaparak gelinlerini emirleri altında tutmaya çalışırlarsa, zulmetmiş olurlar. Gelin, bu zulme itaat etmek zorunda değildir. Erkek, ortayı bularak durumu düzeltmek zorundadır. Allah’ın tanıdığı hakkı kimse alamaz. Buna örf ve saire alet edilemez. Erkek de bu durumu ebeveynine nezaketle izah etmelidir. Hanımlar da bir gün kaynana olacaklarını düşünerek konuşmalı ve tavır koymalıdırlar. ‘Ben o zaman böyle yapar mıyım hiç?’ demeleri de inandırıcı olmaz. Zira onlara eziyet edenler de ‘Ben hiç öyle yapmam.’ diyorlardı.
Nesiller arasındaki farklılığı aşmak, neredeyse mümkün değildir. En ideal olanı, anahtarları farklı evlerde yaşamaktır. Bunu yaparken de anne babanın kırılmayacağı ve hizmetinin aksamayacağı şekilde bir ortam oluşturmaktır. Yorulan ve sıkıntıya giren kesinlikle erkek evlat olacaktır. Bu sorunu, iki tarafı kırmadan çözmek zorunda olan, erkektir. Kadın, yaparsa insanlığı gereği yapacaktır. Hukuki zorunluluğu yoktur. Elbette, bu sıkıntılara giren erkek de yaptığının Allah rızası için yapılacağını ve bundan ecir kazanacağını unutmayacaktır.
Nureddin Yıldız
Categories:
Tags:
Comments are closed