Soru: Selamun aleyküm hocam.
Ben, tıp fakültesi ikinci sınıfı yeni bitirmiş Müslüman bir erkeğim. Bu mevzu ile alakalı gerek sohbet gerek yazılarınızdan istifade ettiğimi belirterek doğrudan meseleye giriş yapmak istiyorum.
Ailemin tavsiyesi üzerine bir eş adayı ile görüşmek nasip oldu. Buluşmanın neticesinde karar kıldığım görüş, hatta babamla paylaştığım cümle aynen şu oldu: “Ahlâk kadar önemli olmasa da gözüme hitap etmesi lazım idi, üzülerek söylüyorum ki çirkin gelmese de güzel de gelmedi.”
Fakat ebeveynlerimden aldığım yanıt, genelde estetik algının daha geri planlarda olması gerektiği ve ilk görüşmede beğenmenin pek mümkün olamayacağı üzerine idi. Ancak benim idrak edemediğim husus, beğenmeme eylemi ilk görüşte nasıl mümkün olabiliyor? Güzellik ile karakterdeki kalite ters orantılı mıdır? İkisi bir arada bulunamaz mı? Ahlâk ya da güzellik için içlerinden birinden fedakârlık mı yapmak gerekiyor? Şunun da farkındayım ki, medyanın manipüle ettiği sözde güzellik kavramı diye bir durum da söz konusu. Ama dış görünüş açısından çok da oturmuş kriterim mevcut değil. Tek diyebildiğim, babama izah ettiğimle sınırlı.
Velhasıl bir Müslüman, herhangi bir izdivaç durumunda ehemmiyet sırasını nasıl yapmalı? Güzellik – kültürel seviye (eğitim düzeyi) – takva – şuur vb. mefhumlar, evliliğin içini nasıl ve ne kadar doldurmalı? Allah razı olsun cümlemizden, selamünaleyküm.
Mektup: Selamünaleyküm.
Güzel gencim,
Doktorların, en iyisi diye görüp beğendikleri ile evlenmeleri gerektiği kanaatindeyim. Doktorun evliliğinin başarılı olmaması, onun akıbeti açısından daha ağır risklere davetiye çıkarır. Meseleyi meslek özellikleri açısından doktorun evliliği meselesi olarak görmek gerekmektedir. Elbette insan olarak hepimiz insanız neticede ama, doktorların insan ve karşı cins ilişkileri diğer mesleklere göre farklıdır. Bunu birinci nokta olarak tespit etmeliyiz.
İkinci nokta da şudur:
Ne olursa olsun sizin evliliğiniz, mü’min biri ile olacaktır. Dolayısıyla iman noktasını açmaya gerek yoktur.
Üçüncü noktaya gelince:
Hem güzel hem takvalı ve iyi karakterli biri olur, neden olmasın? O da size rastlayabilir ama bu rastlama oranı bilinemez. Tencere kapağını da bulabilir başka bir tencereye ait kapağı da. Bu açıdan iddialı olmak mümkün değildir. Mümkün olan ise şudur:
– İlk bakıştan itibaren etkileyen ve zihinde yer bulan biri ile evlenmek gerekir. Bu erkek için de böyledir kız için de. Daha sonra sevgi ve alaka oluşabilir ama bu ne kadar ve ne zaman olur bilinmez. Evlilik bile bile hata etmeye uygun bir ortam değildir.
– Dört başı mamur dedikleri bir eş adayı bulunmaz değil ama onu bulana kadar senin ömrün geçebilir. Bir de insan kendisini de ne kadar dört başı mamur görüyor o da önemlidir. Neticede insanız, insan olarak yaşıyoruz; mükemmeliyetçilik yanlıştır. Bulunanlar arasında en iyisini, iyiye en yakın olanı tercih etmek idealdir.
– Güzelliğin yerini karakter doldurabilir, karakterin yerini de güzellik doldurabilir. Burada evlenecek kişinin taviz vermeyeceği alan nedir ona bakılmalıdır. Eğer taviz vermeyeceği alan mesela itaat eden bir eş karakteri ise o, güzellikle kapanmayacak bir açık üzerinden iş görecek demektir. Bunu herkes kendisine sormalıdır, kendi yorumunu yapmalıdır.
– Anne babaların evlenme işinde çocuklarına yardım etmeleri makul olandır. Kendileri için uygun gördüklerini çocukları için de ‘zorunlu uygun’ görmeleri hatadır. Bile bile yavrularına eziyet demektir bu.
– Size tavsiyemiz şudur: Geç de kalmayın, acele de etmeyin. Evlilik sizin için farz noktasında ise ilkeleriniz ve beklentilerinizden taviz verin. Farz noktasına gelinceye kadar da ilkeli yürüyün. Allah yardımcınız olsun.
Selamünaleyküm.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed