SORU: Selamünaleyküm. Hocam, ben evlenirken hiçbir şekilde ne istediğim, nasıl istediğim, neyi beğenip beğenmediğim sorulmadı. Kayınbabam altınlara, çiçeğe varıncaya kadar her şeyi kafasına göre aldı. Ne ben ne de eşim hiçbir şeye karışmadık. Ben, en başta Rabbimden korktuğum için ve Peygamberimizin ‘kolaylaştırın’ sünnetini yerine getirmek istediğim için çok üzülsem de gönlüm bir şeyler istese de ses etmedim ve bütün eşyaları evlendiğim gün gördüm. Her oda eşya dolu ama birkaç eşya dışında her şey kayınbabamların eski eşyalarıydı. Ben halen daha onları kullanıyorum ve bunun için zamanında birkaç kez sitemde bulundum eşimin ailesine ama 250 milyarlık bir arsa satmış olmalarına rağmen, ne mehrimi vermek akıllarına geldi ne de böyle bir şeyi telafi etmek. Şu anda da birkaç arsaları ve bizim daha önce oturduğumuz evle beraber, 2 tane de evleri var, alt katları da dükkân. Buna rağmen biz kiradayız. Hocam, biliyorum bunlar can sıkıcı, dünyalık mevzular ama ben sadece mütevazı ve şirin bir evim olsun, içine girince içim huzur dolsun, sevdiğim, hoşlandığım eşyalar olsun istiyorum. Hele ki yatak odamı hiç sevmiyorum! Acaba imkân dâhilinde, eşimi de fazla sıkıntıya sokmadan, evimi biraz şenlendirsem, Rabbime karşı nankörlük etmiş olur muyum? Siz mobilyadan hiç iyi bahsetmiyorsunuz ama ben bütün gün onlarla yaşıyorum. Evimi daha sevecen daha zarif ve düzenli bir halde görmek istiyorum o kadar. Çok uzattım hocam, hakkınızı helal edin. Rabbim cennete giden yolunuzu kolaylaştırsın inşallah.
CEVAP: Selamünaleyküm. Dünya fanidir. Eşyası da fani eşyadır. Atılıp çürütülmek için üretilmiştir. İsraf olmadıkça atabilirsiniz. Atılamayacak durumda ise bir ihtiyaç sahibine verin, yenisini öyle alın. Şunu da bilin ki, bu düşünceleriniz bir zaman sonra mobilya ibadetine dönüşebilir. Çok dikkat edin, sabredin.
Comments are closed