Soru: Selamünaleyküm hocam. Hocam ben 23 yaşındayım. Bekarım. Hocam ben, Allah’ın şeriatının buram buram koktuğu bir yuvam olmasını istiyorum. Şeriat şuurunda, davası olan biri ile yuva kurmak isterim. Yalnız evlilik görüşmesi üzerine tavsiyelerinize ihtiyacım var. Allah rızası için evlilik görüşmesi, İslami koşullara uygun olarak nasıl yapılır bana ayrıntılı anlatır mısınız?

* Hocam, evlenecek kişilerin ilk görüşmesi nasıl olmalı? Yani ilk görüşmeye ailece gelinebiliyor. Fakat ben, haremlik-selamlık konusunda hassasım. Bu konudan taviz vermek istemiyorum ve vermeyi pek düşünmüyorum. Haliyle karşı tarafın babasının, ilk görüşmede gelmesini istememem doğru mu? Ailem haremlik-selamlık konusunda benim kadar hassas değiller. İlk görüşmede ben, o kişinin ailesine görünmek zorunda mıyım? Ya da geleneğe göre kız, çay-kahve dağıtıyor mesela. Ben bunu yapmak mecburiyetinde miyim? Bunları düşününce boğulacak gibi oluyorum. Yani insanlar, evlilik gibi hususları nasıl zorlaştırmışlar diye. Gelenek-görenekler beni pek de alakadar etmiyor hocam. Benim için İslam’a uygun nasıl olmalı bu çok mühim. Hocam mesela, eğer ki ailece gelinirse kadınlar bir odada erkekler farklı bir odada olsa, çay dağıtımı durumunda babam erkeklere dağıtsa ben de kadınlara dağıtsam ve erkeklerin bulunduğu kısma görünmesem yanlış olmaz değil mi? Yani sadece evleneceğim kişiye görünebilirim. Başka bir namahremin beni görmesine gerek yok diye düşünüyorum. Görüşme yapılacağı zaman halvet olmayacak bir şekilde bir odada üçüncü bir kişinin de olması şartı ile görüşmeyi düşünüyorum. Hocam kafam karışık bu konularda. Ne yazık ki görüşmede, benim düşündüğüm gibi haremlik-selamlık durumuna dikkat edilmeyebilir. Haliyle karma oturmak istenebilir. Bu durumda ben, o karma ortama girmek istemiyorum ve görünmek istemiyorum. Yani evlilik görüşmesi yapılacak kişi ile görüşürüm ama ailesine görünemem eğer karma bir ortam olursa ki muhtemelen öyle olabilir. Hocam özellikle bu hususta ne yapacağımı bilemiyorum. Yani ilk görüşmede kalabalık gelmemelerini istemem, baba-abi gibi kişilerin gelmemelerini istemem yanlış mı? Yanlış anlaşılır mı? Ya da ailece gelindiğinde karma bir ortam olduğunda ben o ortama gözükmek istemiyorum. Hoş geldiniz demek dahi zoruma gidiyor ve haremlik-selamlıktan taviz vermek gibi görüyorum. Ben rahatsız oluyorum karma ortamdan hocam. Neler yapmalıyım? Bu husus beni çok düşündürdüğü için ayrıntılı sormak istedim.

* Hocam ilk görüşmede ailelerin değil de ilk olarak evlenecek kişilerin görüşmelerini istemek doğru mu? Yani büyüklerin bilgisi dahilinde üçüncü bir kişi  ile farklı bir mekanda görüşmek doğru olur mu? Yalnız babam, muhakkak evlilik görüşmesi yapacağım kişiyi ilk olarak görmek istiyor. Haliyle ilk görüşmede annelerin haberi olsa, babanın haberi olmasa sorun olur mu?

* Hocam ben tesettürlü bir bayanım Elhamdülillah. Evlilik görüşmesine dış kıyafetim ile çıkmam yanlış mı? Yani geniş bir ferace ve üzerine uzunca siyah bir başörtüsü takıyorum. Başörtüm ile çenemin alt kısmını da örtüyorum. Evlilik görüşmesinde nasıl giyinmeliyim? Çenemin altını örtme durumunun farz olup olmadığını bilmiyorum. O yüzden evlilik görüşmesinde ne yapmalıyım bu durumu? Hocam nasıl giyinmem gerektiğini bilmiyorum. Bir kez bir görüşme yaptım ve dış kıyafetimle çıktım, sonuçta karşı taraf namahrem diye. Yalnız bir yazı okudum dış kıyafetle çıkmak doğru değilmiş diye kafam karıştı. Karşı tarafa güzel gözükmem mi gerekiyor? Tesettürümü çok seviyorum. Gerçekten güzelliğimi muhafaza ediyor. Ne yapmalıyım? Evlilik, nişan, düğün gibi durumlarda nasıl giyinmeliyim? Hocam bana takvaya uygun olanını söyler misiniz? Sahabe kadınları neler yapardı evlilik görüşmelerinde? Nasıl giyinirlerdi? Sahabeler evlilik görüşmesinde neler yapardı?

* Evlilik görüşmesinde neler soracağımı da çok bilmiyorum aslında. Hocam bu konuda tavsiyeler verir misiniz? Biliyorum ki beğeni olması mühim. Ama düşünce-inanç durumu daha çok mühim. Yani her ne kadar fiziki beğenme önemli olsa da asıl huzur ve mutluluğu; ahlâki durum, fikirdeki olgunluk, bir davaya sahip olmak ve şeriata göre kurulacak bir yuva sağlayabilir diye düşünüyorum. Ben çok önem veriyorum buna hocam. Yani eğer ki dinimize uygun kurulamayacaksa bir yuva, beğeninin ne önemi var ki huzur olmadıktan sonra? Yani ben karşı tarafta bir dava şuuru, ümmetin derdiyle dertlenen ve bir şeyler yapan, yani bir kenara köşeye çekilmeyen, mücadele eden, şeriat şuurunda, ilimlerle meşgul olan, yani ilim merakı olan ve öğrenen, okuyarak fikir dünyasını geliştiren, Kur’an ile haşır neşir olan, özellikle de yatsı-sabah namazlarını camide cemaatle kılmak konusunda hassas, Kudüs ve diğer İslam ülkeleri için bir şeyler yapan, vakıf-dernek vb. kuruluşlarda faaliyet gösteren, davasını yayma gayesinde olan biri ile evlenmek isterim. Ayrıca ilmi olarak benden daha bilgili olsun hatta bana da öğretsin isterim. Yani beğeni olmalı ama fikir ve inanç durumu çok önemli benim nazarımda. Karşıdaki kişiyi nasıl iyi tanıyabilirim? Hangi soruları sormalıyım? Bana tavsiyede bulunur musunuz?

Hocam nişan, düğün konularında da tavsiyelerinize ihtiyacım var. Hocam evlilik görüşmesi ve diğer durumları düşününce boğulacak gibi hissediyorum kendimi. Neyi nasıl yapacağımı bilmiyorum. O kadar çok tavsiyeye ihtiyacım var ki…

Özetle: Bana aşama aşama evlilik görüşmesi nasıl yapılır anlatır mısınız? İlk görüşme nasıl olur? Ailece gelme gibi durumlar doğru mu yanlış mı? Benim karma ortama girmek istemeyişim yanlış mı, ne yapmalıyım sizce ne tavsiye edersiniz? Babanın haberi olmadan sadece anne haberdar olursa ve evlilik görüşmesi için ilk görüşme farklı bir mekanda yapılsa yanlış mıdır? Yoksa babanın her aşamadan haberdar olması mı gerekiyor? Nasıl giyinmeliyim? Dış kıyafetimle mi çıkmalıyım? Yoksa tesettüre uygun olmak kaydı ile evlilik görüşmesine uygun hoş bir kıyafetle mi çıkmalıyım? Neler sormalıyım? Karşı tarafı nasıl daha iyi tanıyabiirim?

Hocam duanıza bizi de ekleyin.. Selamünaleyküm ve rahmetullah.

Mektup:

Selamünaleyküm.

Kızım,

Seni tebrik ederim. Sana dualar ederim.

Genç bir kızın evlenmek için istenmesini dinine göre gündem yapman hoş bir duygu, senin bu güzel hassasiyetini hayatın boyunca sürdürmen için Allah yar ve yardımcın olsun.

Şimdi şöyle bir gerçeği konuşalım: Yöreye göre, aile türüne göre esneyebilecek bir konuyu konuşuyoruz. Abdestin farzları gibi sabit beş madde ile bir kız istemenin Müslümancasını ortaya koyamayız. Yöresel ve kişisel olarak değişken durumlar ve uygulamalar olabilir. Şeriat’ımızın ana ilkelerini esas alır, gerisini de özel durumumuza göre belirleyebiliriz. Ben sana burada, ana çizgileri ile bir kızın istenmesi ve evlilik ortamının oluşturulmasının Müslümancasını belirteceğim. Allah Teâlâ sana hayır olanı müyesser kılsın.

1-   Mü’min bir kızın ‘benimle evlenir misin?’ şeklinde bir teklifi bir erkeğe söylemesi/söyletmesi dinen sakıncalı değildir. Teklifin erkekten gelmesi ise tabiiliğe daha uygun düşer. Huzurlu bir hayat, erkeğin teklifi ile başlar diye düşünülür. Olağan dışı farklılıklar hariç evlilik teklifi erkekten başlamalıdır.

2-   En ideal teklif süreci, anneler arasında başlayacak bir süreçtir. Anneler işi kotarmalıdır. Bu da şart değildir. Mesela babalar da böyle bir işi başlatabilir ama bu iş kadınlar için daha verimlidir. Bilhassa evlenilecek kızı tanıma işinde kadının mahareti öndedir. Hele annenin mahareti farklıdır.

3-   Anne bazında başlamış bir süreç babaların istişaresine açılmalıdır. Babalar arasında da bir sıkıntı yoksa gençler tanışmalıdırlar.

4-   Gençlerin tanışması için mesela aile yakınlığı gibi bir nedenle zaten herkes birbirini tanıyorsa mesele yok demektir. A rahatlıkla B tarafını isteyecek demektir. Bir tanışıklık yoksa kız tarafın fotoğrafı erkeğe iletilerek ilk onay istenebilir. Bu fotoğraf, kızın sokakta yürümesi caiz olacak bir fotoğraf olabilir. Daha fazla beden hatlarının ve ayrıntıların belli olacağı bir fotoğraf risktir. Kız da erkeği görmek isteyebilir/istemelidir de. O da fotoğraf görmelidir. Erkeğin fotoğrafı kadının fotoğrafına göre daha ayrıntılı olabilir.

5-   Bu noktadan sonra erkek ile kız, üçüncü bir kişinin bulunduğu yerde buluşabilirler. Bu buluşma heyecan ve acemilik gibi nedenlerle yeterli olmazsa ikinci bir buluşma da sağlanabilir. Buluşmalarda her iki taraf için sakınca oluşturmayacak üçüncü kişi muhakkak bulunmalıdır. Bayan bu buluşmaya kendisini tamamen gizleyecek bir kıyafetle gitmemelidir. Mesela peçeli bir görüntü ile görüşme yapmanın anlamı olmayabilir. İç kıyafet denebilecek bir kıyafet zaten makul olmaz. Her ikisinin ortası bir kıyafet kızın üzerinde olabilir. Bu görüşmede iki taraf da ‘aradığım bu idi’ diyebileceği bir ön tatmin sağladı ise evlilik için hareket başlamış demektir. Görüşmede ne konuşulacağı önemli değildir. Hazırlıklı ve edebiyatlı cümlelerin hayat içinde bir karşılığı yoktur. Bir nezaket ve ısınma görüşmesi olarak anlaşılabilir bu görüşme.

6-   Taraflardan biri tereddütte ise bir süre beklenebilir. Kesin ‘yok’ diyenin üzerine gidilmesi uygun olmaz. ‘Sonradan ısınma’ teorisinin çok fazla realitesi yoktur. O görüşmelerde gönüller ısınmaya başlamalıdır.

7-   Gençlerin karşılıklı sıcak bakışları ile İSTİHARE noktasına gelinmiş olur. İstihareyi herkes kendisi yapmalıdır. Kimseye istihare siparişi verilmez. Sünnet olan, herkesin kendi yapmasıdır. İstihare için de rüya diye bir şart yoktur. İki rekaat namaz kılındıktan sonra Allah’tan hayır ister ve kalbinin ısınmasını talep eder. İki üç gün içinde ısınma olumlu seyrederse istiharenin sonucu hayır demektir. Aksi olur da istihare yapan rahatsızlık ve soğukluk belirtileri görürse sonuç olumsuz demektir. Öbür tarafa kanaatini olumsuz olarak bildirmelidir.

8-   Bu istihare sürecinin veya diğer başlıkların bir önce bir sonra olmasının sakıncası yoktur.

9-   İstihare de olumlu çıktıktan sonra aileler arası ‘isteme’ düzeyine geçilebilir. Örf olarak erkek ailesi veya aileyi temsil eden kişi kız evinden randevu alıp gider. Durumu arz eder. Aileler onay verirse evlilik için en hareketli noktaya da gelinmiş demektir. Bu aileler görüşmesinde aile büyükleri genel hatları ile bu evliliği konuşmalıdırlar. Ayrıntılar ise evleneceklere bırakılmalıdır.

10-   Bu görüşmeden sonra aileler ve evlenecekler bir iki hafta işi tefekkür etme, istişareler yapma ile geçirebilirler. Ardından bir kere daha buluşup nişan yapılabilir. Nişanın dinimiz açısından hiçbir bağlayıcılığı ve zorunluluğu yoktur. Tamamen örf gereği yapılmaktadır. Nişanın salonlarda bir düğün görkemi ile yapılması bu çağın abartılarından biri olarak karşımıza çıkmıştır. Nişan, aile arasında olmalı ve abartılmamalıdır. Hiçbir şekilde nikâh ile uzak yakın ilişkisi yoktur. Mahremiyet açısından en ufak bir rahatlık getirmez.

11-   Gerek söz ve gerek nişan görüşmelerinde erkek tarafı kız evine ya da kız tarafı erkek evine gittiğinde mahremiyete dikkat edilecektir. Mesela kızın, sözlüsünün babasına mahremiyeti ilk noktada durmaktadır. Sözlüsü veya nişanlısının babası olması onların önünde normal ev içi kıyafetiyle bulunmasına yol açmaz. Aynı şekilde erkek de nişanlısının annesinin elini öpemez. Kız bu ortamlarda kahve getirebilir, hoş geldiniz diyebilir ama bunu bol bir elbise ile ve mesafeli bir şekilde, kısa ifadelerle yapmalıdır. Beraber bir sofraya oturulmamalıdır.

12-   Tanışmadan nikâha kadar gençler görüşmeye devam edebilirler. Yeter ki yaptıkları görüşmeler, iki yabancı arasındaki görüşme sınırları içinde kalsın ve nikâhtan sonrasına da bir şeyler bırakan sınırlı sayıda bir görüşme olsun. Nikâh öncesindeki abartılı buluşmalar, görüşmeler ve gülüşmeler, evlendikten sonrasının tatlı hayallerinden çalınmış gibi olabilir. Bunu unutmamalıdır erkek de kız da.

13-   İlk görüşmeler ile düğün ya da evlenip eve çekilme arasındaki zaman uzadıkça şeytanın fitne ihtimali de artar. İdeal olan bu iki iş arasındaki sürenin üç veya beş ayı geçmemesidir.

14-   Kızlara tavsiyemiz, koca evine gideceğinden üç gün öncesine kadar hiçbir gerekçe ile nikâh masasına oturmamalıdır. Erken nikâh, umumiyetle kızın aleyhine sonuçlanabilmektedir.

15-   Bu süreci erkek ve kızın bir büyüğü ile istişare ederek geçirmesini tavsiye ederiz. Kimsenin aklı, yaşadığı yaşı için yeterli değildir. Daha önce aynı şeyleri yaşamış mü’min bir müsteşar mübarek sonuçlar getirir.

16-   Kız ve erkek böyle bir süreci muhakkak duaları ile doldurmalıdırlar.

17-   Kız da erkek de konuşurken, sonra konuştuklarının kendilerine sorulacağını bilerek konuşmalıdır. Kimse o günlerdeki tatlandırılmış ve cilalı sözlere de kanmamalıdır.

Dua eder, dualarınızı beklerim.

Selamünaleyküm.

Nureddin YILDIZ

Facebook

Twitter

Instagram

YouTube

Kaynak: Fetva Meclisi

Comments are closed