SORU:
Hocam Merhaba,Ben size kız çocuklarının okutulup okutulmayacağını soracaktım. Belki buna çok cevap verdiniz ama ben yine de soracağım. Çünkü bazı kardeşlerimiz buna karşı çıkıyorlar. Eğer okutacaksak hangi ilimleri okutacağız. Eğer okutmayacaksak kadın ve kızlarımızı muayene edecek doktoru nereden bulacağız. Bu alanlara inançlı gençlerimizi yerleştirmezsek başkalarına mahkûm olmayacak mıyız? Saygılarımla…
CEVAP:
Selamünaleyküm.
Mevcut şartlarımızı dikkate alarak bu cevabı veriyorum:
1- Kız veya erkek çocuklarımızın, ilköğretimden yoksun bırakılmasının doğru olmayacağını düşünüyorum. Onun yerine koyabileceğimiz, tecrübelerle ispatlanmış alternatif eğitimimiz yoktur. Konuyu sadece ‘okul okuma, bilgi edinme’ olarak ele alamayız. Bir de çocuğun sosyalleşme boyutu vardır. Bu boyut, evlerde doldurulabilir çapta küçük değildir.
2- Çocuklarımızın -devlet veya özel- okullarda okumasının bizim açımızdan sorun oluşturması; kızlarımızın karma bir ortamda, kıyafet açısından mahzurlu olacak şekilde bulunmaları ile sınırlandırılması hatalıdır. Akidemiz bakımından dikkat etmemiz gereken yönler de vardır. Okullar, sağlık açısından nasıl grip bulaştırmada ilk dikkat edilen yer oluyorsa ahlâk erozyonu bakamından da ilk dikkat edilecek yer durumundadır. Meselâ devlet okullarında şu veya bu nedenle çocuğun bulunması sakıncalıdır denirken, özel okullarda genellikle zengin ailelerin şımarık çocuklarının bulaştırdığı hastalıkların ne denli risk taşıdığı dikkatimizden kaçabilmektedir. Kız ve erkek çocukların ayrı okullarda okuması da sorunu çözmüyor. Sadece kızların devam ettiği okulları zemzemle yıkanmış gibi göremeyiz. İHL çok önemli bir alternatif olmakla beraber nihaî çözüm değildir. İHL’yi yeterli bulup rahat eden aileler sonunda zarar ettiklerini görebilmektedirler.
3- Burada zikredeceğimiz öneriler, kesinlikle çare değildir. Çareye en yakın şeylerden söz edebiliyoruz. Bunu özellikle vurgulamak gerekmektedir.
4- Kız çocuklarımız veya erkek çocuklarımız, zorunlu olan ilk dört yıldan sonra muhakkak İHL’ne gitmelidirler. Şu durumda İHL’ler diğer okullara göre maddi ve manevi açıdan en uygun durumdadır. Şahsi kanaatim odur ki: Bilhassa kız çocuklarının İHL’ye rağmen başka bir okulda bırakılması vebaldir. Bunu, alkolsüz ilaç varken alkollü ilaçla tedavi olmaya benzetebiliriz. Bu zikrettiğim düşüncem, özel okullar için de geçerlidir.
5- İkinci dört yılda ise yani lise bölümünde AÇIK LİSE imkânının Müslümanların önünde büyük bir nimet olarak durduğu kanaatindeyim. Erkek veya kız; çocuklarımız, evlerinden de liseyi bitirebilirler, bir medreseye devam ederek de bitirebilirler. Bu dönemde, başta Cuma namazı olmak üzere pek çok riski göze alarak çocukların dört yıl lise sıralarında tutulması büyük bir israftır. Bazı Kur’an kurslarının, sırf kapanmamak için çocukları bünyelerinde tutup vakitlerini heder etmelerine de yol açılmadan, iyi bir Kur’an kursu ortamında çocuklarımız hem Kur’an ile buluşma hem de iyi bir lise bitirme imkânına sahiptir. Gençlerin şehvetlerinin kaynadığı bir dönemde lise şartlarında bulunmaları büyük bir risktir. Lise de okunabilir ama bu alternatif özellikle değerlendirilmelidir. Çocukların, lise istemelerinin yani açık liseyi benimsememelerinin nedeni, üniversite ve benzeri sebepler değildir. Asıl sebep biraz önce zikrettiğimiz sosyal nedendir. Genç bir çocuk kendisi gibi yüzlerce gençle paylaşılan bir günlük hayatı tercih etmektedir. Serbest bir ortamda da şeytanın onları nasıl yönlendireceğini tahmin etmek güç değildir. En ideal olan açık lise döneminin zekâ yapısına göre hafızlık veya başka bir din eksenli takviye ile yetiştirmektir.
6- Üniversite dönemine gelince:
a. Kesinlikle fıtrat öncelikli bir üniversite tercihi yapılmalıdır.
b. Asla evlilik zamanı gelmiş kız veya erkek bekâr bırakılmamalıdır.
c. Kızlarımız, tıp ve onun alt branşı niteliğindeki branşların dışında bir alanda kendilerini harcamamalıdırlar. Zekâ açısından iyi durumda olan kızlarımızın, ailelerinin bulunduğu şehirlerde ve ailesinin yanında olmak kaydıyla tıpla alakalı tahsil görmeleri mümkündür. Bunu zaruret dairesinde görebiliriz. Zaruret dairesinde gördüğümüz bir iş için de o dairenin ruhsatları kullanılabilir. Yalnız bu süreçte aile, yükümlülüğünün kat kat arttığının şuurunda olmalıdır.
d. Erkekler de dâhil olmak üzere üniversite ortamının tam anlamıyla bir FİTNE ORTAMI olduğunu unutamayız. Ona göre tedbir alacağız, ona göre karar vereceğiz.
e. Üniversite esnasında gençler muhakkak bir faaliyet içinde olmalıdırlar. Bu faaliyetin aşırı bir uç olmamasına da dikkat edilmelidir.
7- Diplomayı gerekli görebiliriz. Put olarak gördüğümüzde ise yanlışa saplanmış oluruz. Diplomasız ahlâklıyı, diplomalı ahlâksıza tercih etmeye mecburuz. Ahlâkı din olarak görmemizin gereği budur.
Selamünaleyküm.
Nureddin YILDIZ
Comments are closed