SORU:Hocam, ben 22 yaşında bir hanım kızınızım, üniversite öğrencisi ve aynı zamanda Kur’an ve Arapça kurslarında talebeyim. Çok şükür, Asiye Olmak adlı sohbetlerinizden cesaret alarak, ben de buradayım Allah’ım diyerek sohbetler veriyorum, paylaşıyorum, anlatıyorum. Asıl sorum ise şu hocam; birkaç sene önce bir beyle nişanlandım, kendisi ailesi yüzünden okuyamamış, ortaokul mezunu, dini yönden noksan ve hep benim yönlendirmelerimle iş yapan biriydi. Ailem bu sıkıntıları görünce, sen üniversite okuyorsun o ortaokul mezunu, dengini bulsaydın, gibi ifadelerle beni bu süreçte çok yıprattılar ve başka sorunlarla birlikte nişanım bozuldu.
Şimdi yine izdivaç için görüşmek isteyenler oluyor. Maneviyat açısından çok güvendiğim bir tanıdığım bana birini önerdi. Bu kişi, namazlarını kılan efendi biri olmakla beraber cemaatte bulunan biriymiş, evlilikteki gayelerime uygun kıblegâh evimi şekillendirecek yapıda bir bey ama öğrendim ki ortaokul mezunuymuş. Ben ailemin tepkisinden veya yine aynı şeyleri yaşamaktan çok korkuyorum, çünkü ben çok duygusal biriyim ve üzüntüler beni bedenen ve ruhen yıpratıyor. Ailem, çevrem benden dengim olan birini bulup evlenmemi istiyorlar ve beni fikirleriyle, görüşleriyle baskı altında bırakıyorlar. Şimdi de kara kara düşünüyorum hocam, evlilikte eğitim denkliği de aranmalı mı? Kendisi tekstil işinde çalışıyormuş, ben de ileride öğretmen olacağım inşallah. Bu kişiyi kestirip atmak istemedim, çok istişare ettim; kimi bir görüş derken kimi de dengin değil diyerek beni vazgeçirmeye çalışıyorlar, nasıl bir yol izlemeliyim?
CEVAP: Bu anlamda bir denklik dinen şart değildir, herkes ana ilkelerde buluşulduktan sonra evlenilebilir durumdadır. Şunu da unutmamamız gerekir: Evlilik risk üzerine risktir, sizin verdiğiniz örnek bu riske ilave bir risk daha getirmiş oluyorsunuz. Kimseyi işinden dolayı ayıplayamayız ama bir tekstil işçisi ilim adamı birini takdir edemiyor olabilir. Evlenmek sizin için farz durumuna gelmedi ise tavsiye etmeyiz.
Comments are closed