Herkesin vakti kıymetlidir ama söz konusu bir doktorsa vakti ne saat ne de dakika ile ölçebilirsiniz. Vakit saniyelere indirgenmiştir onlar için; yaraları sarmak, can kurtarmaya vesile olmak, bolca vakit gerektiriyor en nihayetinde. Bu denli mukaddes bir meslekle iştigal eden kıymetli KASAD-D Yönetim Kurulu Başkanı Gülhan Cengiz Hanımefendiye Elif Elif Dergisi adına bizleri kırmayıp sorularımızı yanıtladığı için teşekkür ediyor ve siz değerli okurlarımızı röportajımızla baş başa bırakıyoruz…
1. Gülhan Hanım, bize kendinizi tanıtır mısınız?
Babamın memuriyeti nedeniyle yurdumuzun değişik şehirlerini gezerek farklı okullarda okuyarak öğrenim gördüm. Son durağımız İstanbul oldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ni bitirdim. Aynı üniversitede Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanlığımı yaptım. Bir yıl baş asistanlık görevinden sonra bir yıl Elbistan’da çalıştım. Sonra İstanbul’a dönerek muayenehane açtım. Evliyim ve 3 çocuğum var. İki kızım da benim mesleğimi seçtiler. Doktor oldular. Oğlum baba mesleğini seçti mühendis oldu. Halen muayenehanemde çalışıyorum. Kalan vaktimi ise sağlık alanında eğitim vererek ve STK’larda çalışarak geçiriyorum.
2. Bayan bir sağlıkçı olmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir? Siz bu zorlu mesleği seçerken neye dayandınız?
Doktor olma isteğim çocukluk yıllarıma dayanır. O zaman Mersin’de bulunuyorduk. Henüz okula gitmiyordum. Evimiz devlet hastanesine yakındı. Önünden geçerken doktor ve hemşirelerin beyaz kıyafetlerle bahçede dolaşması, hastalara yardım için koşuşturmaları hoşuma gidiyordu. Kararımı verdim. Doktor olacaktım. Dâhiliye uzmanı olan bir akrabam doktorluğun zor bir meslek olduğunu söyleyerek, daha rahat bir meslek seçmem için çok uğraştı. Beni çalışmak ürkütmüyordu. Büyük ailede yetişmiştim. Çevremde hep çalışan, koşuşan insanlar görüyordum. İnsanlara hizmet etmek istiyordum.
Fakülteye başladığımda kadın hastaların sıkıntılarını fark ettim. Babam da kadın hastalıkları uzmanı olmamı istiyordu. Seçimimi o yönde yaptım. Mesleğim de zaman mefhumu yok. Gece gündüz, Cumartesi Pazar bana ihtiyaç olunduğu her zamanda insanların yardımına koşmam gerekiyor. Evlenirken eşime durumu anlattım. Allah razı olsun o da idealist bir kişi, kabul etti. Daha sonraki dönemlerde de eşimin, çocuklarımın hep yardımını aldım. Çocuklarım dört yaşından itibaren evde telefonlarıma bakmaya, sekreterlik yapmaya başladılar. Çok sabırlı davrandılar. Çocuklarımla daha fazla zaman geçirmek için sabah namazına kalktığımda onları da kaldırıyordum. Evden çıkana kadar bir taraftan kahvaltımızı yapıyor, öğlen akşam yemeğini hazırlıyor, diğer taraftan onları dinliyor, fikirlerimi aktarıyordum. Hafta sonlarında birlikte gezmeye gitmek üzere hazırlanırken tam kapıdan çıkacağımız anda doğum haberi gelirdi. Herkes kıyafetini çıkarır dersinin başına geçerdi ben de hastaneye tabi. Annemi babamı yeterince ziyaret edemezdim. Durumu babama anlattığım zaman “kızım biz seni biliyoruz, insanlara hizmet etmen önemli” derdi. Bir hadis-i kudsîde Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyorlar: “Biz rahatı cennete bıraktık, insanlar onu dünyada ararlar bulamazlar ki.” Bu dünyada hangi rahatı arıyoruz. Amacımız iyi bir kul olabilmek. Ailemden aldığım dini ve milli duygularım, topluma karşı olan sorumluluklarım bütün zorluklara göğüs germeme vesile oluyor.
3. KASAD-D’nin kuruluş amacı nedir?
Yıl 1986 idi. Biliyorsunuz sağlıkla alakalı gelişmeler çok hızlı olmakta. Bizler bu bilgileri takip edemezsek çok gerilerde kalırız. Başörtülerimizle eğitim almamız sıkıntılı oluyordu. Diğer taraftan çocuklarım küçüktü ve onlardan da çok ayrılmak istemiyordum. Sağlık çalışanları arkadaşlarımla görüştüm. Kendimizi eğitmek üzere muayenehanemde toplanmaya, her ay bir konuyu masaya yatırarak bilgimizi artırmaya başladık. Bu arada dernek ve vakıflardan eğitim vermek üzere talepler gelmeye başladı. Bu talepleri de gücümüz nispetinde karşılıyorduk.
Sağlık sistemi şimdiki gibi değildi. Çevremizden vakıf ve derneklerden gelen ihtiyaç sahibi hastalara da muayenehanelerimizde bakıyorduk.
1999 yılında İstanbul büyük bir deprem geçirdi. Sağlık alanındaki çalışmalarımızın yanısıra yardımlaşma alanında da görev yüklendik. Bütün bu çalışmaları Hanım Sağlıkçılar Dayanışma grubu adı altında yapıyorduk.
Çok sevdiğimiz fikirlerine her zaman değer verdiğimiz Dr. Gülsen Ataseven ablamız dernek kurmamızı bu şekilde daha organize çalışabileceğimiz tavsiyesinde bulundu. 2005 yılında “Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği” KASAD-D’yi kurduk. Geçen yıl da “Kadın Sağlıkçılar Eğitim ve Dayanışma Vakfı” KASAV’ı kurduk.
ElifElif “Müslüman Kadının Şahsiyeti” Kış Sayısı (2015-1436)
Elifelif İrt: (0212) 616 49 17 – 0542 482 56 76
Comments are closed