SORU: Hocam, depremzedeler için evleri müsait olanlar evlerini açabilir mi? Bu süreç nasıl yönetilmelidir?
CEVAP: EVLERİMİZİ AÇMAK ve EV İMKÂNLARIMIZI PAYLAŞMAK Ashab-ı Kiram işi düzeyinde yapılabilecek bir iştir. Bir günlük veya bir aylık gıda göndermek de mübarek bir iştir ama sıcak evi paylaşmak çok daha güzeldir. Ensar olma ruhu olarak adlandırabiliriz bunu. Kim kaç kişi barındırabiliyorsa o kadar kardeşine evini açabilmelidir. Bunu da belli bir hassasiyetle yapmalıyız ki umduğumuz ecirlere nail olalım:
- Misafir etmeyi iki başlıkta ele alabiliriz. Birincisi, bir iki günlük misafir etmektir. Bunun için ayrıntı aramaya gerek yoktur. İkincisi ise asıl ihtiyaç olan misafir etmedir ki bu belki iki ay, üç ay sürebilecek bir fedakârlık olarak görülmelidir.
- Uzun süreli misafir sahiplenmeyi yapabilecek kardeşlerimiz, evin diğer bireylerini de dikkate alarak bu kararı vermelidirler. Mesele sadece mutfakta bir tabak fazla yemek pişirme meselesi değildir. Ağır hastaların bulunduğu evler, ağır psikolojik sorunlu bireylerin bulunduğu evler, ekonomik olarak tıkanmış durumdaki evler… Ve benzeri kendi içinde zaten ileri derecede sorunlu evlere, depremzede ve çaresiz insanları getirip bunaltmak yerinde olmayan bir hareket olur.
- Bir başka dikkat edilecek husus da evin fiziki olarak uzun süreli misafire müsait olup olmamasıdır. Örnek olarak evimizde misafir bulundurduğumuzda evimizin özel mahrem yapısı zarar görmemelidir.
Bu ve benzeri muhtemel sorunlar aşılabiliyorsa evimizi depremzedelere açmak, yapılması ibadet nitelikli mübarek bir iştir. Hiç zaman kaybetmeden imkânı olan herkes böyle bir sevap kapısını kendisine açmalıdır. Yalnız üç günlük heyecan yerine uzun soluklu kararlar daha isabetlidir, bunu bilelim.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed