Soru: Ben 24 yaşındayım, öğretmenim. Bu yaşıma kadar çok şükür hiçbir (büyük) hata yapmadım, dinimin en ince ayrıntısına kadar dikkat etmeye çalıştım. Yeri geldi uyardım insanları. Ama şimdi ben öyle bir hata yaptım ki kendime yakıştıramıyorum; aşk tuzağına düştüm, birini sevdim ve sonunu hesap etmeden hareket ettim; nikâh olmadan zinaya düştüm. Ama ardından hemen öyle bir pişman oldum ki o insandan bile vazgeçtim. Ben televizyon bile izlemez, kılık kıyafetime özen gösterir, öğretmen olarak öğrencilerime bile devlet okulunda dini aşılamaya çalışırdım; böyle bir hayatım vardı. Çok tövbe ediyorum, her güne kâbus gibi uyanıyorum. Gelecekten ümidimi kestim. İlerde eşimin bunu bilmesini istemiyorum ama sırf onun içi rahat etsin diye ben bu açığımı tıbbi yollardan kapatıp hayatıma devam etsem karşımdakinin vebaline girer miyim? Ayrıca, ailem evlenmemi istiyor ama ben o günahtan sonra tövbemden dönmeyeyim diye kimseyi hayatıma almadım. Zaten hayatımdaki tek (büyük) hataydı o insan. Görücü usulü evliliklerde bunu izah edemem. Kendim birini bulmak, tekrar göz zinasında bile bulunmak istemiyorum. Hepsinden önce Allah’ın affetmesi önemli, hatamdan tam döndüm çok şükür ama insanlar günahları örtmüyor. Bu günahımı dile getirip geleceğimi yakmak istemiyorum. Yuvama fitne girsin istemiyorum. Eşime sadık, iyi bir eş olacağımdan eminim inşallah. Söylediğim şey çözüm müdür?
Cevap: Biz mü’miniz elhamdülillah. İman nimeti ile donandık. İmanımızın kaynağı Kur’an’ımız ve Peygamber aleyhisselamın sünnet’idir. Kur’an ve sünnet’imizin bize öğrettiği en önemli kurallardan biri şudur:
Allah’ın kapısı tövbe eden kullarına açıktır. Tövbe eden kul, kendisini rahmeti ile karşılayan bir Rab bulur karşısında. Bütün sırlar o tövbededir. Ciddi ve sürekli canlı bir tövbe varsa sorun yoktur. Sorun yoktur. Sorun yoktur. Böyle inanmayanın da imanı vardır ya da yoktur! Bu birinci paragraf, bunu unutma!
Her şey kader iledir. Kaderde yazmayan evlilik olmaz/olamaz. Bu kâinatta kaderde yazmayan olamaz. Evliliği dert etme sakın. Şeytanın senin eski hatan ile seni süründürmesi ile uğraş sen. Tıbben tedaviye de başvurma, yüreğini de pansuman edebilecekler mi? Gerek yok, sen tövbene bak. Tövbeni koruyan azmine bak. Gerisine bakma.
Vakti gelince hepsi olur. Sen Allah’ın mağfiretine sarıl, o seni mağfiret etsin. Bütün dünya karşına dikilse ne olur? Seni herkes ayıplasa ne olur? 80 sene bekâr kalsan ne olur?
Büyük düşün, derin düşün, senden daha ötelerini de düşün.
Allah’a emanet ol kızım.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed