Soru: Selamünaleyküm hocam, Allah’ın rahmeti ve bereketi hepimizin üzerine olsun inşaAllah. Hocam ben bu yazıya kaç kere başladım kaç kere tekrar sildim. Ama inşaAllah Allah’ın izni ile başlıyorum. Hocam ben … yaşında iki kız çocuk annesiyim. Eşim …. yaşında ve biz 16 senedir evliyiz. Hocam 16 senelik evliliğimde hiç de kolay olmayan imtihanlar geçirdik. Ama artık yaşadığımız olumsuzluklar, bizim taşıyabileceğimiz yükümüzü fazlasıyla aştı. Asla ve asla niyetim şikâyet etmek değil. Yalnız bu durumlar fazlasıyla soru işareti oluşturuyor bende. Evliliğimizin başından ve bu zamana kadar birçok yıkılışlar yaşadık ama her seferinde tekrar ayağa kalkmaya çalıştık. Ama biz bu mücadeleyi eşim ile hep tek başımıza verdik. Maalesef bizim ailelerimiz birbirlerine düşmanlar. Ve bu olumsuz durum bizim evliliğimizi çok etkiledi. Biz eşimle evlendikten bir süre sonra benim kız kardeşim ve eşimin kardeşi evlendi. Biz bile anlamadık bu evlilik nasıl oldu. Çünkü iki tarafta sürekli bir öyleler bir böylelerdi. Ama Rabbim nasip etmiş olmuş… Ve onların evliliği yaklaşık iki sene önce bitti. Onların evliliği bitince, bizim huzursuzluVğumuz daha da arttı maalesef. Hocam ben gerçekten çıkmaza girdim. Ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilmiyorum. Tek yalvardığım Rabbim’dir tek çare ondadır. Ama bunu oturarak yapamayacağımı da biliyorum. Bizim burada çok değer verdiğim bir ablanın yanına gittim. Kendisine derdimi açtım. Eşimi artık tanıyamadığımı, aramızda merhametin sevginin ve saygının yok olduğunu anlattım. Eşim bana karşı çok merhametsiz oldu. Şu an bir bebek bekliyorum ve bana bu halimde bile şiddet uyguladı. Ve hocam inanın kavgamızın sebebi kesinlikle büyütülecek bir olay değildir. Ve ben bu yüzden çok şaşkınım. Kendisi iki saat önce güzel mesajlar yazarken iki saat sonra tanınmaz bir insana dönüşüyor. Şu an tam bir hafta oldu ve ikimiz de evde birer yabancıyız. Kesinlikle kendisini hatalı görmüyor. Ben kendi adıma söyleyebilirim benim de mutlaka hatalarım oluyor ama ben ne kırıcı sözler ne de şiddet uyguluyorum. Ben hep Hz. Hatice annemiz gibi bir eş bir anne olmak istedim. Ama bunda ne kadar başarılı oldum hiç bilmiyorum. Bir bebek bekleyen eşine şiddet uygulayan ve sonra onun yanına gidip hatalı olduğunu söyleyemeyecek kadar yüksek görmesi beni çok fazla üzüyor. Ve ben bütün bunları o bahsettiğim ablaya anlattım. Kendisi de benim adıma bir hoca ile görüştü. Hoca kendisine, bize büyü yapıldığını söyledi.
Sadece bize değil iki aileye de yapıldığını söyledi. Ve bizim hiçbirimizin kendimizin olmadığını, bizim benliğimizden çıktığımızı söyledi. Bunun tek çaresi de onun yaptığı terapi imiş. Ve bunun için de büyük bir meblağ istiyormuş. Benim zaten hocayla görüşürken içim hiç rahat değildi. Sonra duyduklarım beni daha da huzursuz etti. Ablamı kırmak istemediğim için kendisine endişemden bahsetmedim ve vedalaşıp ayrıldım yanından. Hocam o günden beri endişelerim daha da arttı. Sizin kitaplarınızın bir tanesi okurken orada sorunlu ailelerin sizlere yazdıkları mektupları okudum ve sizin cevaplarınızı gördüm. Sonra da size ulaşma yolarına baktım. Çünkü ben Rabbime ettiğim duada eğer benim evliğimin devamı hayırlı ise bana bir yol, bir vesile göstermesini istedim. Rabbime hamdüsenalar olsun şu an bana gösterdiği yoldan gidiyorum. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olsun. Rabbim sizden bin kere razı olsun hocam. Sizi cennetin en güzel yerinde mükâfatlandırsın. En güzele emanetsiniz.
Mektup: Aleykümselam.
Bacım, dertlisin, kederlisin. Senin derdini ancak sen bilirsin elbette. Ben ise sana dualar ediyorum. Rabbim seni de yavrularını da muhafaza buyursun. Sana ve eşine bu imtihanları kazanıp iyi bir mü’min olarak cennetlere gitmeyi müyesser kılsın.
Dünya budur, böyledir. Evlerin dışına bakıp, başkalarının mutlu olduğunu zannetmeyesin. Herkes bir çeşidini yaşar bu dertlerin ama herkes!
Derdin olunca birine gittin, o da seni birinin tuzağına yaklaştırdı ve sana derdine çare bulacak birini buldu zannettin. Sakın ha!
Büyü bir hikâyedir. O hikâye ile sizden para çıkacak, bunu sakın unutmayasınız. Ailelerin önemli bir bölümü senin yaşadığını yaşıyor. Herkese aynı hikâye okunur genelde. Sen aldanma bu hikâyeye, mü’min olarak Rabbine sarıl, dua et, üzerine düşen görevleri yap. Gerisini de önemseme.
Şunu iyi bilmelisin: Sen önemseyip ağladıkça şeytan öbürünü kaşıyacaktır. O da seni üzecek işleri daha fazla yapacaktır.
Şöyle yap: Eşin, kalıcı bir hastalığa yakalansa maazallah, ne yapacaktın? Elbette onu öyle idare edecektin, değil mi? Şimdi de aynısını yap, onu olduğu gibi idare etmeye bak. Zor da olsa, her şeyi duymamaya, görmemeye alıştır kendini. Göreceksin, sen kenardan seyretmeyi becerebildiğin zaman o da kendine çeki düzen verecektir. Yılı bulmaz sen de rahat edersin. Dert senin derdin ama çare de yine sendedir. Bunu kesin böyle bil.
İbadetlerini ihmal etme. Bilhassa namaz çok önemli, namazında Rabbine açılmış olursun. Bir güzel namaz, bir ömür rahat etmek demektir. Her gün belli bir miktar Kur’an okumalısın. Sabah vakitlerinde bilhassa zikir yap. Yavrunla beraber yeşil alanlarda gezebilirsin, açılmana yardım eder. Tekrar ediyorum, derdin sahibi sensin ama çare de sendedir. İnşaallah cennetin de güzel olacak. Hatta eşin de iyi bir dönüşümle cennette seninle olacak. Sen, eşin ve yavruların sonsuz cennetlerde buluşuncaya kadar biraz çile çekin; o çileler biiznillah lezzete dönüşecek, güzel hatıralar olarak anıp duracaksınız bu günleri.
Hani bacım, diyorsun ya ‘Hadice gibi…’
O Hadice’nin çilesini unuttun mu? Hem ne çileler çekti? Diyeceksin ki, onun çilesi kâfirlerdendi. Doğru, kâfirlerden çekti çektiğini. Rabbin sana da iç çile takdir buyurmuş, sen de buna katlanıp kazanacaksın. Kolay mı Hadice olmak, kolay mı?
Bir de sakın, bu dertleri yavrularınıza taşımayın. Bu da sizin ikinci bir çileniz bile olsa taşımayın. Bari onlar huzurlu olsun.
Bacım, biraz diren ve dirayetli ol. Göreceksin yıl geçmez, büyücülere muhtaç olmadan imanın ve dirayetin, sabrın seni düzlüğe çıkarır. Bu ağabeyinize de dualar edersiniz.
Rabbim sizi korusun, kalbinize huzur yağdırsın.
Selamünaleyküm.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed