Soru: Benim, 16 yaşında genç, delikanlı bir kardeşim var. İslam’ın gerekliliğini biliyor. İHL öğrencisi. Fakat namaz konusunda çok zayıf. Annem sürekli söylüyor, babam kızıyor fakat söylemler artık değerini yitirdi. Biliyorum ki içinden kılmak istiyor fakat nefsini dinliyor. Neden kılmıyorsun dediğimizde, ‘ben de bilmiyorum ki! Ahmaklığımdan.’ diye cevap veriyor. Bile bile hata yapması beni çok üzüyor. Ona bu namaz ruhunu vermek, namaz şuurunu kazandırmak için bir abla olarak ne yapabilirim, ne yapmalıyım?
Mektup: ‘Keşke’leri bir kenara bırakırsak ortada bir hakikat var: O yaşta bir gencin namaz ihmali vakıadır. Ne yazık ki gençlerin namaza ısınmalarını sağlayacak bir ortam yoktur. İHL talebesi için de yoktur. O da okuldaki öğretmenlerini büyük bir ihtimalle namaz harisi olarak göremiyordur. Bu nedenle anneniz ve siz, kardeşinizi kınamayın veya helâk olmuş biri gibi izlemeyin. İlginiz azalmasın, annenizin umudu tükenmesin. Belki yirmi beş yaşına kadar devam edecek bir süreç yaşatyacaksınız. Size iki şey tavsiye edeceğim:
Bir: Sabredeceksiniz, hiçbir şey olmamış gibi konuşacaksınız, asla moralinizi bozmayacaksınız. En az dokuz yüz elli yıl sabretmeye mecbursunuz. Kur’an, hikaye kitabı değildir; Nuh aleyhisselamı niye okuyoruz? Sabredeceksiniz. On sene, otuz sene uzun bir zaman mı?
İki: Eğer kardeşinizi namaz ehli olarak kazanmak istiyorsanız ve ahiretini düşünerek bunu yapıyorsanız o zaman, ona bu haliyle bile namaz kılan biri gibi davranacaksınız. Kılmadığını bildiğiniz hâlde namaz kılan bir kardeşe nasıl davranacak idiyseniz ona da öyle davranın. Eğer ona namazsızlığını hissettirirseniz o da namazsız biri olarak yaşamayı benimser. Nasıl topal biri, bir zaman sonra topal olarak yaşamanın yollarını oluşturuyorsa namazsızlık da böyledir. Pek çok baba anne, bir zaman sonra namaz ehli olabilecek nice gençleri, hırçın tutumları yüzünden ebediyen namazdan soğuttular. Geçici hatalara kalıcı cezalar takdir ettiler. Namaz kılan bir anne babanın çocuğunun namazsız olması elbette mümkündür. Ama anne baba hatalarını da hesap etmeye mecburuz. Sakın ona binamaz muamelesi yapmayın. Aksi takdirde onu vicdanıyla baş başa bırakarak umudu tüketirsiniz.
Onunla kılmayan biriyle değil de kılan biriyle konuşur gibi konuşacaksınız. Göreceksiniz bir zaman sonra o, sizin üstünüzde bir namaz mücadelesi yapan mü’min olacaktır biiznillah. Şüphesiz o zaman da siz ‘sen de kılmıyordun!’ gibi cahilce bir çıkış yapmayacaksınız. Onu sürekli namazlılarla beraber olabileceği ortamlara sevk edin. Namaz saatlerine uygun randevular üzerinden bir araya gelin. Ulemadan bildiklerinizle tanıştırın. En yakın caminizdeki imamın, insanları namaza davet etme gibi bir derdi varsa ondan yararların.
Ama sabredin. Başka bir çareniz yoktur.
Namaz ağırdır. Allah’ın yardım ettikleri dışında kimse o yükü kaldıramaz.
Çok sabredin, sabır sizden sabreder hâle gelsin. Sonunda kazanırsınız.
Kaynak: Fetva Meclisi
Comments are closed