Emoji, E: görsel moji: karakter anlamında Japonca bir kelime. İcadı çok eskiye dayanmayan fakat kısa zamanda hayatımızda büyük yer kaplayan populerizmin yeni iletişim aracı. Duygu ve düşünceleri ifade etmenin günümüzdeki kolay ve hızlı yolu. İlk çıktığında erkek adamların “Ben kullanmam.” dedikleri şimdiyse yediden yetmişe herkesin bir şekilde yazışmalarının içinde bulunan görsel karakterler. Bir kısmımız ise emoji kullanmamak için hala direniyor. İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin başkasına aktarılması demekse emoji bizim iletişim yollarımızdan biri olabilir mi?
Müslüman’ın vakti kıymetlidir, boşa harcayacak zamanı olmadığı gibi bir işi yaparken de zamanı yerinde kullanır. Muhakkak ki iletişim içinde olmamız gereken bir çağdayız. Ama iletişim amacından saptı mı bizim için vakit kaybından öteye gitmiyor. Bunca gelişmiş sohbet yolları olmadan
evvel konuşmanın içeriği sabit, iletişim amacına uygun bir şekilde ihtiyaç üzerine sürdürülürken; yaşadığımız çağın pek çok şeyi kolaylaştırması ve her konuda önümüze seçenekler sunması yapılan işlerin amacını unutturmuş ve araç üzerine yoğunlaşmamıza neden olmuştur. Normalde anlaşılır ve
ihtiyaci yazışmaların yerini uzun uzadıya sohbetler almış, akıp giden zamanın farkında olmak zorlaşmıştır.
Müslüman izzetlidir. Vakarımıza yakışmayan smileyler vesilesiyle normalde yüzümüzün girmeyeceği ifadelere, mimiklere kalıbımızı sığdırır, karşımızdakine kendimizi o şekilde tahayyül ettirir hâle geldik. Gözlerden yaş gelecek kadar gülmeyi edebe aykırı sayarken, kalbi öldürdüğünü bilirken; aslında yüz yüze olsak o kadar da gülmeyeceğimiz şeyler için düşünmeden emojiler kullanmaya, kahkahalar atmaya başladık. Ortada üzülmeye değecek bir durum yokken ağlıyor/normalde ağlamayacakken ağlıyor gibi yapıyoruz. Aslında düşünmüyoruz, belki de şükürsüzlük ve isyana gidiyor normalde içinde olmadığımız ama o şekilde gösterdiğimiz duygu durumlar. Müslüman trip atar mıymış?
Her türlü hâlin tasvir edildiği emojileri kullana kullana bakmışız ki trip atmak ahlakımıza
yerleşmiş, her şeyi alaya alır ve burun kıvırır hâle gelmişiz. Hâliyle konuşmalarımız lakayıtlaşmış ve malayani bir kıvam almış. Tüm bunları; konuşmaların samimi bir hava içinde ilerlemesi için yaptığımızı savunurken aslında tam bir aldatmaca içinde samimiyetsiz konuşmalarda bulunuyoruz. Yüzümüzde mimik dahi oynamazken kahkahalarla gülüyor,
gözümüzden yaş gelmezken iki çeşme ağlıyoruz. Söylenmek istenen sertçe
söyleniyor, ardından sözü yumuşatmak için sonuna gülücük ekleniyor. Öyleyse
birbirimizi aldatmıyor muyuz?
“Arkadan çekiştiren, gözü ile kaşı ile eğlenen her bir kimsenin vay haline!”
Allah Celle Celaluhu Humeze Suresi’nde kaş göz yaparak insanları eğlence konusu yapmayı
bize yasaklamıştır. Yazışma esnasında birçok durumda emoji kullanarak kaş göz işaretleri ile bir insanı çekiştirdiğimizin bazen farkında olmuyor bazense alenen gülerek alaya alıyoruz. Bu ayet-i kerime ile çelişme korkusu pek çok durumda emoji kullanmaktan kaçınmamız için yeterli bir sebep.
Emoji kataloğunu ilk gezdiğimde içlerinde domuz tasviri görmek midemi bulandırmıştı. Her yeni güncellemeyle satanizmin, siyanonizmin sembolleri lugatimize girdi. Her güncelleme algımıza yerleştirmek istedikleri yeni bir operasyon gibiydi. Hayatımıza sokulmak istenen ne varsa emoji olarak
eklendi. LGBT sembolleri de aile tasvirleri olarak kataloğa girdiğinde insanlarımızın gözü artık iyice alışmış, korkulan olmuş; harama karşı refleksimizi kaybetmiştik. Kilise, hac, içki çizimleriyle beraber Kâbe, tespih, cami emojileri de eklemeleri politik bir yaklaşımla insanımıza sus payı vermek gibiydi.
Lakin hedeflenen oldu, güncelleme akşamlarında “Bu ne edepsiz emojiler!” demek yerine yeni gelen tespih konuşuldu. Bizden önceki kavimlerin helak olmasına sebep olan şeyin Müslümanlar tarafından çokça kullanılan bir katalog içinde olması bile yeterince rahatsız edici. Her gün iki sağındaki solundaki
şekli seçiyoruz da bu kadar normal karşılıyorsak biz de fıtratımızı bozmuş gibiyiz. İçki satılan bir marketten nasıl ki alışveriş yapmıyorsak, içinde haram ibareler bulunan bir katalogdan neden semboller seçip kullanıyoruz? Üstelik kâfirlerin âdetlerini ve ideolojilerini simgeleyen esasında bizim
inanışımıza ters düşen simgeler de farkında olunmadan insanlar arasında sıkça kullanılır oldu. Unutmayalım ki elimizin altındakilerden de sorumluyuz.
Gerçekten İhtiyacımız Var Mı?
Önceden nasıl iletişim kuruyorduk? Dilden çıkan kulağa kalpten çıkan kalbe dolar. Müslüman suizanna yahut yanlış anlaşılacağı bir duruma mahal vermez, çok düşünür az konuşur. Ve gerçekten samimiyetle söylenen söz karşı tarafa da samimiyetiyle ulaşacaktır. Zaten samimiyetle söylenmediyse ve emojilerle böyle gösterilmeye çalışılıyorsa bu ancak aldatmaca olur. Görsellik olmadan kendimizi ifade edemeyeceksek yahut duygularımızı aktaramayacaksak edebiyat nasıl var oldu? Yazar karakterlerinin/kaleminin üzüntüsünü, sevincini, heyecanını nasıl aktardı bizlere? Nasıl onlarla sevindik onlarla üzüldük her şeyden önemlisi hissettik?
Çözmemiz gereken bunca sıkıntı ve yeryüzünde ilgi bekleyen onlarca dert varken emoji
kullanıp kullanmamayı tartışmak gerekli bir durum değil. Kullanmakta da dinen direkt bir beis olduğunu belirtmiyor, getirebileceği sorunlardan dolayı ihtiyaten beri durmayı tercih ediyorum. Bu yazı neden emoji kullanmayı tercih etmediğimizi soranlara cevap mahiyetinde yazılmıştır. Her şeyin doğrusunu Allah bilir.
ElifElif Dergisi – Yazı Atölyesi / Nurseli Saylam
Comments are closed